YILDIZLAR
18 Temmuz 2022, Pazartesi 17:50Beş altı yaşlarında biri kız biri erkek iki çocuk, bu sıcak yaz aylarında çıkmışlar komşu Haldun beylerin evinin bahçesine, yaymışlar ellerindeki beyaz kağıtları ve renkli boya kalemlerini, karşılıklı birşeyler çiziyorlar. Kız olanı daha çok bebek, genç kız, hayvan şekilleri çizerken, erkek olanı araba, futbol topu, bisiklet falan çizmeye çalışıyor. Bir yandan da birbirleri ile konuşurken ismi Ayşe olan kız, ismi Tahsin olan oğlana "sen kalemi kağıttan hiç kaldırmadan bir yıldız çizebilirmisin?" diyor. Tahsin belli ki bu işi daha evvel yapmış, kalemi kağıttan ayırmadan beş köşeli yıldızı çiziveriyor. Sonra da Ayşe'ye "sence yıldız nedir?" diye soruyor. Ayşe biraz duraklıyor, sonra da " şimdi gece olsaydı, sana karanlıkta gökyüzünde gösterirdim bir sürü " diye cevap veriyor. Hemen komşu bahçede olduğum için çocukların yaptıklarını ve konuşmalarını izliyebiliyorum. Soru benim de ilgimi çekti, yıldız nedir, günlük hayatımızda yıldız kelimesini ne çok kullanırız diye kendi kendime, içimden cevap vermeğe çalıştım bu soruya. Daha doğrusu sırf yıldız nedir sorusuna değil de, yıldız kelimesini nerelerlerde kullanırız, ya da yıldız şeklini nerelerde görürüz diye.
"Her yerde karrr varrrr.". Adamo'nın bu sözlerle Türkçe söylenmiş o güzel şarkısını hatırlayan nesil biraz eskilerde kaldı değilmi? "Her yerde kar var" aranjmanının Türkçe sözleri ve düzenlemesi Fecri Ebcioğlu'na, müziği Salvatore Adamo'ya aittir:
Her yerde kar var kalbim senin bu gece
Her yerde kar var kalbim senin bu gece
Belki gelirsin sen bakarken pencereden
Gözler yalnız özler karda senden izler
Yürümek karda zordur
Gelirsen bak aşk budur
Dönsen köşeden şöyle
Şarkı söylerim böyle
Laaay la lay la lay la lay
Bu eski şarkıyı sen bu yaşta nasıl biliyorsun derseniz, babam o şarkının hayranıdır, hem akordeonla şarkıyı çalar hem de söyleyerek anneme seranat yapar ara sıra. Ben de çocukluğumdan beri duya duya kulağıma yerleşmiştir.
Bu şarkıyı aranızda bilen varmıdır, kaç kişidir bilmem, ama aslında küresel ısınma ile artık kar değil de her yerde yıldız var, hele ki bu mevsimde.
Her yerde yıldız var kalbim senin bu gece
Her yerde yıldızlar var kalbim senin her gece
Belki gelirsin sen, ben bakarken pencereden gökyüzünde yıldızlara
Gözlerim hep seni özler, o yıldızlarda seni izler.Bu kısa şiir de benden ve aslında „kar“dan „yıldız“lara bir geçiş olsun diye araya soktum. Ama ben o gökyüzünün bulutsuz olduğu gecelerde, o gökyüzüne bakıp gördüğümüz güzel manzaradaki milyonlarca yıldızdan bahsetmiyorum sadece. Ne dediğimi açıklayacak örnekler yazayım.
- Gökte bir kuyruklu yıldız kaydı.
- Bugün bir yıldız daha kaydı. Hani daha birkaç gün önce kaybettiğimiz Türk sinemasının unutulmaz yıldızı Cüneyt Arkın'ın ölümünü haber veren haberlerde olduğu gibi.
- Yıldız oyuncu Avrupa'ya transfer oldu. - Bir yeni şarkı ile piyasada döndü, yıldızı tekrar parladı. - Hasan'la yıldızımız hiç barışmadı. - Şampiyon olan futbol takımı 3. yıldızı taktı.
- Televizyonda yıldızlar geçidi.
- 5 yıldızlı otel.
- Yıldız falına bakmak. - Kutup yıldızı.
- Tabii bir Türk olarak çok önemli, ay yıldızlı bayrağımız.
- 60'dan fazla çeşitli başka ülkelerin de bayraklarında beş veya daha fazla köşeli yıldızlar vardır. Örneğin Azerbeycan, Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey Kore, Küba, Pakistan, Tunus gibi.
- Subaylarda omuzlardaki apoletlerde yıldız sayısı arttıkça yükselen rütbe.
- Benim şu anda hatırlamadığım ama burada mutlaka sizin de ekleyeceğiniz başka bir sürü yıldızlı kavramlar, olgular.
Şimdi inanıyorum ki aranızda orta yaşın üzerindekiler bana „Yaa sen şimdi kendin niye yıldızlardan bahseden bir şiir yazmağa kalktın, o Ömer Bedrettin Uşaklı'nın 2004 yılında yazdığı ve geçmişte çeşitli tanınmış şarkıcımızın da söylediği aynı isimli meşhur şarkının sözleri olan şu unutulmaz 'Yıldızların Altında' şiiri varken?“ diye soruyorlar muhakkak içlerinden:
Benim gönlüm sarhoştur
Yıldızların altında
Sevişmek, ah, ne hoştur
Yıldızların altında
Mavi nurdan bir ırmak
Gölgede bir salıncak
Bir de ikimiz kalsak
Yıldızların altında
Yanmam gönlüm yansa da
Ecel beni alsa da
Gözlerim kapansa da
Yıldızların altında
Çok haklısınız, böyle tanınmış, çok mükemmel bir şiir var ama ben de dayanamayıp yukardaki kendi dörtlüğümü yazdım işte.
Bu yıldız dediğimiz şeye verdiğimiz bu inanılmaz önem ilginç değilmi sizce de? Sanki yıldız diye birşeyi ona tapacak hale getirmişiz. Yıldız kelimesi geçen her cümle, her konuşma çok önemli, anlamlı birşeyden, birşeylerden, bize zevk, heyecan veren konulardan bahsediyordur hep. Muhakkak özel bir ilgi ile kulak verir, anlamağa, ya da kaçırmamağa çalışırız o haberi, o söyleyişi. Aslında yıldız nedir? Yıldız, ışık yayan bir gökcismi olarak karşımıza çıkmaktadır. Gökyüzünde nokta şeklinde görülen plazma küresidir. Bunun yanında içerisinde hidrojen ve helyum gazlarını barındırmaktadır. Bu yıldızlar bir araya gelerek birçok galaksi oluşmaktadır. Güneş de aynı zamanda bir yıldızdır.
Ama biz yıldız olgusunu sadece bu bilgi ve anlamının sınırları içinde bırakmamış, aklamış paklamış ve günlük hayatımıza çok büyük önem ve anlamlarla sokmuşuzdur.
Aslında ben ay olsam yıldızları kıskanırdım. Herşeyin tek olanı daha makbulken ay bir tek, yıldızlar milyarlarca ama buna rağmen insanlar yıldız meraklısı. Neden acaba? O yıldızların kıpır kıpır gözümüze çarpan çapkın ışıkları mı, aydan çok daha uzakta oldukları için nasıl olduklarını daha çok merak ettiğimiz için mi, ayda hayat yok, onların bazılarında hayat var mı acaba dediğimiz için mi, uzak ve erişilmez olan herşeyin insanara daha cazip gelişimi sizce?
Bir de şu lafları etsek pek tuhaf olacaktı :
- Sahnelerin ayı
- Televizyonda aylar geçidi
- Hasan'la ayım barışmadı bir türlü
- Muğlaspor kadrosuna yeni bir ay kattı
- Öğretmenden sözlüde aylı bir 10 aldım. Şu "ay" kelimesini hepsinde "yıldız" ile değiştirin, cümleler tekrar nasıl anlamlı oluyor değilmi?
Son günlerde bir çizgi roman okuyorum. Sanki çocukluğumu yaşıyorum okurken. Roman kahramanı rakipleri ile itişip kakışırken bir ayağı bir çukura girip sırt üstü düşüyor ve kafasını yere vuruyor. Çektiği acıyı sadece yazılan "ahhh, offf" kelimeleri değil başının üzerine çizilmiş şimşek ve yıldızlar da bize ifade ediyor. Ne ilginç değil mi, gök yüzünde hayranlıkla seyrettiğimiz yıldızlar, bazen acı çekilmesini de simgeleyebiliyor. Roman kahramanı için "bir ayağı çukura girip" düşüyor yazınca Türkçede kullandığımız "bir ayağı çukurda" deyimi aklıma geldi. Tatsız bir anlamı vardır. "Ölümü yaklaşılmış" anlamında kullanılır; hastalık, yaşlılık falan gibi durumlarda. Aslında günümüzde şehir ve kasabalarımızda çevresinde önlem alınmamış inşaat ya da bozuk yol ve kaldırım çukurlarına düşmemek büyük şans, hepimizi Allah korusun. Yani artık o "bir ayağı çukurda" deyimindeki kötü anlamı kafaya takmamak lazım. Hele ki bir çukura girip düşersek, acıdan kıvranırken havada yıldızları hayal edebilirsek, bu şartlarda bile hayata pozitif bakmış olmazmıyız sizce de?
Öyle veya böyle, biz insanlar „yıldız“ der, yerine başka birşey kabul etmeyiz. Hani bir de „beni yıldız yapan o zamanki genç takımdaki antrenörümdür“, ya da „sahneye ilk adımımı attıran manecerimdir“, ya da „sesimi keşfeden saz üstadı falancadır“ diye duyarız ya, aslında sonunda bir yıldız olanlar kadar bu yıldızları ortaya çıkaranlar da birer yıldızdır bence. Ben kendim bir yıldız değilim, ara sıra bu köşede yazan biriyim. Ama bana bu olanağı veren, kalemin güzel deyip, hatta hep ilham veren biri var, işte o benim için gerçek bir yıldız. Zaten neresinden bakarsan bak, giyimi kuşamı, zerafeti, güzelliği, konuşması, cana yakınlığı ve maalesef de sarı inatlığı ile bir yıldızdır o. Bazen tepesi atar, bir kuyruklu yıldız gibi kayar, uzaklaşır senden; sonra bakarsın herşey unutulur ve o hala yerinde parlamaktadır. İnsanlar için bir yıldız olması bir yana, eğer duygularını hareketleri ve bazı seslerle ortaya koyan kedi köpek ve çeşitli hayvanların dilinden anlıyorsanız, onların kalbinde de bir yıldızdır o.
Niye her yerde kar var, ama aslında artık yok, fakat yıldızlar var dedim bir ara yukarıdaki satırlarımda biliyormusunuz? Aslında küresel ısınmaya dikkat çekip karların azaldığına, buzulların eridiğine ima yaptım. Bir de bugün hala yıldızların altında lafları edip, şiirler, şarkılardan söz edebiliyorum ama birgün gelecek ve „yıldızların altında“ yerine „uyduların altında“ diyeceğiz; çünkü uzaya uydu gönderen ülkelerin sayısı artmaya ve her amaçlı uydular dünyanın çevresini doldurmaya başladı. Yani bugün biraz abartılı bir yorum ama, çoook uzun yıllar sonra yıldızları görmemizi engelleyecek kadar çok sayıda uydular dünyamızın etrafını saracaklar.
Nereden nereye geldim, yıldızınız bol, gönlünüz yıldızlar kadar pırıl pırıl, bulutsuz geceleriniz onları seyretmekle keyif dolu olsun.
Sağlıcakla kalın, ne tür olursa olsun, yıldızlar mutluluğunuza mutluluk katsın.
10.07.2022
Okunma Sayısı: 2115
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.