LAÇİNNN
s
Muğla
19 Ocak, 2025, Pazar
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

Yağmurdan kaçarken ona (kırmızılıya) tutuldum

14 Ocak 2025, Salı 03:13
Yağmurdan kaçarken ona (kırmızılıya) tutuldum

Salonda sallanan koltuğuma keyifle oturmuş bir yandan orta kahvemi
hopürdeterek içerken bir yandan da Turgut Özakman'ın „Çılgın Türkler“
romanını okuyorum. Bazı kitapları tekrar tekrar okuduğum olmuştur, bu da
onlardan biri. Ama her okuyuşumda sanki daha evvel okumamış gibi içime
sindirerek, anlamaya çalışarak, verilen bilgileri ve mesajları irdeliyerek
okurum. Romanın arka sayfasındaki Ümit Zileli'nin yorumunda „Hiç 688
sayfa boyunca gözlerinizin sürekli dolduğu oldu mu? Hiç, bir kitap boyu
acıyı, kederi, gururu ve zaferi akıl almaz med-cezirler arasında adeta
yaşadığınız oldu mu?“ yazdığı gibi ben de aynı duygularla okuyorum.
Sonundaki notlarla birlikte 748 sayfalık bir roman. En azından bir on
günümü alır okumam, hep aynı koltukta, ara sıra da uzaklardaki denize
bakıp orta kahvemi yudumlarken. Bundan evvel de Osman Balcıgil'den bir
Suat Derviş romanı „İpek Sabahlık'ı“ okudum, o da 430 sayfa idi.
Kitaplarımın durduğu büyük kütüphane dolabımın rafında bu romanların
hemen yanında Sebiha ARSLAN ‘nın „Kalp Ucu Datça'ya Dokundu“ isimli kitabı duruyor.
Datça'nın tarihini, demografik yapısını, toplumsal ilişkilerini anlatan o 110
sayfalık kitabı da defalarca, sanki çölde susuz kalmış bir insanın su bulunca
kana kana içtiği gibi, okudum. Çok iyi tanıdığımı sandığım Datça'yı
tanımadığımı anlattı bana ve sonra da yeniden tanıttı bana. Yani o kitap sırf
Datça'ya değil, bana da dokundu, hem de çok derinden. Ben Çılgın Türkler
romanını tekrar elime aldığımda "çılgın" kelimesi kafama takıldı ve içimden
Kalp Ucu Datça'ya Dokundu kitabının konusu bundan çok farklı ama ortak
bir nokta yine de var dedim. Çünkü bu Kalp Ucu Datça'ya Dokundu kitabını
yazan kişinin kendisi çılgın ruhlu biri dedim. Ocak ayı olmasına rağmen
bugün Datça'da hava bayağı güzel, onun için salonun balkona açılan
kapısını açtım ve onun önünde oturup romanımı okuyorum. Uzaktan bile
olsa denizi görüyor, hafif esintili havayı içime çekiyorum. Datça'da yaşamak
bir ayrıcalık, her dört mevsimde ayrı bir güzel. Bazen kendi kendime "Eğer
bu dünyada yaşıyorsan ve orası Datça ise dünyanın en şanslı
insanlarındansın sen Harun" derim ve o tanınmış tekerlemeyi değiştirerek
birkaç defa şöyle tekrarlarım. " Bire berber gel beraber bir berber dükkanı
açalım, bire birader gel beraber Datça'da yaşayıp eşsiz dünyalara dalalım".
Geçen günlerde Datça'da aşırı yağmurlar bazı sokak ve caddelerde nehir
gibi aktı. Bazı hasarlara da neden oldu, arabalar yollarda zor gidebildi.
Yerine göre haklı olarak çeşitli haykırışlar, serzenişler de yükseldi. Aşırı
betonlaşma, plansız yapılaşma, alt yapı sorunları ortaya atıldı. Hasar
görenler, serzenişte bulunanlar bana çok haklı olarak kızacaklardır ama bu
Datça'da yaşamak bana Tanrının hem iyi ama hem de böyle tatsız günlerde
bile gönlümün çoşmasına, içimin kıpır kıpır kaynamasına neden olacak çok
özel olayları da yaşamamı nasip etmesine neden oluyor. O aşırı yağmurlu
bir günde o hayran olduğum gazeteci bayanı gördüm. Haber yapıyor ama
sıçan gibi sırılsıklam olmuş, bir ekskavatörün su altında kalmış bir ana yola
inmiş sürücüsü ile o da sulara batmış, hatta onun koluna da girmiş ve şunu
söylüyor " İşimizi yapıyoruz, beklemede kalın bizi takip edin". Ama yüzünde
gülücükler eksik değil. Onun her ortamda keyifli ve mesleğine aşık, yüzü
gülerek çalışmasına aşığım. Nehir gibi akan suda yürüyebilmekde destek
alabilmek amacıyla koluna girdiği ekskavatör sürücüsünün de keyiften ağzı
kulaklarında, pişmiş kelle gibi sırıtıyor. Eee tabii böyle güzel bir bayan
insanın koluna hayatta bazen sadece bir defa girer. Bir defasında da benim
koluma girmişti, nedeni bana kalsın. Ama o sürücünün koluna girince de
ben deli gibi kıskandım, çatladım adeta. Ben de aslında o anda o yağmurda
ızdırap çekiyorum ama onu izleyince kendi halimi unuttum ve „yağmurdan
kaçarken o güzele tutuldum“.
Aslında „Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak“ diye bir deyim vardır ve bu
deyim insanların sıkça kullanmayı tercih ettikleri bir deyimdir. Çünkü bu
deyim yaşanan kötü bir olaydan kaçarken daha kötüsüne denk
gelmek anlamına gelir.
Yağmurlu havalarda aklımıza özlem, hüzün, hasret ya da imkansız aşklar
düşer. Bu yüzden derdimizi anlatmak için yağmur giymiş sözcükleri
kullanırız. Gelin, derdinize derman olan, hüznün dili, duyguların tercümanı,
yaşanan aşkların feryadını, hayatın tatlı ama bazen de tadsız duygularını
içeren en güzel yağmur sözlerine şöyle bir bakalım..
- Rengarenk gökkuşağını görmek için yağmuru doyasıya yaşamak gerekir.
- Yağmurda yürümeyi hep sevmişimdir. Böylece kimse ağladığımı göremez.
(Charlie Chaplin)
- Sevdam yağmur yüklü bir bulut. Kim dokunsa ona, günlerce ağlar.
- Seni bu şehre anlattım ya, bak bugün yağmur yağdı herkes sırılsıklam.
- Bazıları yağmuru hisseder bazıları ise yalnızca ıslanır.
- lslanmış kişinin yağmurdan korkusu olmaz.
- Yağmur olsan binlerce damla arasından bulur tutardım seni. Çünkü
korkarım; toprak aldığını vermiyor geri.
- Her yağmur damlası bir yeşil yaratmak içindir. Sanmasınlar yıkıldık,
sanmasınlar çöktük. Bir başka bahar için sadece yaprak döktük.
- Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum insanları; hepsi benim her zaman
olduğum gibi, ıslak ve başı eğik.
- Kızmıştım, doğru ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün?
- Unutma! Geç yağan yağmurlar, hayat vermez kurumuş çiçeklere..
- lslanmış kişinin yağmurdan korkusu olmaz
(Not: Yukarıdaki içinde „yağmur“ kelimesi geçen sözlerin çoğu alıntı ama
sahipleri kim bilmiyorum. Yoksa Charlie Chaplin'i yazdığım gibi onları da
yazardım.)
Bir de aşağıdaki çok beğendiğim dizeleri sizlere paylaşayım:
Yağmuru seviyorum diyorsun, yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun…
Güneşi seviyorum diyorsun, güneş açınca gölgeye kaçıyorsun…
Rüzgarı seviyorum diyorsun, rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun…
İşte, bunun için korkuyorum; Beni de sevdiğini söylüyorsun…
You say that you love rain, but you open your umbrella when it rains.
You say that you love the sun, but you find a shadow spot when the sun
shines.
You say that you love the wind, but you close your windows when wind
blows.
This is why I am afraid, you say that you love me too.
Romantizmini yansıtan bu dizelerin William Shakespeare’e ait olduğu da
söylenir ama Shakespeare’in bu dizeleri yazdığına dair bir delil de yoktur.
Shakespeare’in galiba böyle bir şiiri bulunmuyor. Eserlerinde de bu yönde
bir metin yer almıyor deniliyor.
İngilizceye çevrilerek Shakespeare’e atfedilmesin düşünüldüğü de
bahsedilmiştir. Dizelerdeki şiirin gerçek sahibinin Qyazzirah Syeikh Ariffin
adlı şahıs olduğu da iddia edilmiştir. Yani ben bu güzel dizelerin sahibinin
kim olduğunu bulamadım sonuç olarak.
"Yağmurdan kaçarken ben o güzele tutuldum" dedim ama burada ona bağlı
olarak gönlümü ayrıca ve daha da okşayan bir olay daha da yaşadığımı
anlatmak istiyorum. O güzel bayana yılbaşı gecesi sahilde dans ederken de
rastladım. Çok şık, kırmızılar içinde bir kıyafetle dans ederken onu
seyreden gözleri çeliyor, gönülleri ısıtıyordu. Bu nedenle de bu deyimi
tekrar, yani ikinci defa ve gönlüme göre değiştirdim ve artık "Yağmurdan
kaçarken o kırmızılıya tutuldum" diyorum.
Datça'da yaşamanın keyfi bu,
benim için hikmeti de zaten bu,
aşırı yağmur yağar olsun,
millet feryat figan eder çok yazık.
O olayda bile sevecek birşey bulurum.
hele ki onu kırmızılar içinde görürsem,
gönlüm yine bayram eder,
yüreğim ayrı bir heyecanla çarpar.
Yağmurdan kaçarken
o kırmızılıya tutuldum,
yazar değildim ama
hep ondan ilham aldım.
Kalemim hep onu yazdı,
mürekkebim onu yazarken bitti,
bulutlar yine kapkara,
biriktirmişker yağmuru bugün yine.
Yağmurda üşütmüş o,
ama hasta hasta zumbaya gider,
sen adam olmazsın dersin,
ben yola gelmem, yol bana gelsin der.
Gözlerim onu arıyor,
sırılsıklam haber peşindeyken,
onun yüzündeki gülücükleri özlüyorum,
Datça'yı sadece onunla seviyorum,
çünkü bir çılgın o, bir çılgın o ....
Hepinize yağmurların zararını değil ama şu veya bu şekilde faydasını,
keyfini, ruhsal hüznünü veya aşkını yaşayacağınız günleri getirmesini
diliyorum.
12.01.2025


Okunma Sayısı: 443

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.