Varoşlar kabadayı, şehirler mafya üretir…
20 Kasım 2024, Çarşamba 15:39Başkalarının hayatlarını zindan eden, öldüren, çalan, kaçıran, haksız kazanç peşinde koşan illegal yapılanmış çetelere toplumun bir kısmının sempati ile bakması hatta desteklemesi bir sendrom mudur ya da sosyolojik bir gerçek midir bilinmez ama ne yazık ki günümüzde ki durum bundan ibarettir.
Yıllar önce bir dijital platformun ‘Ankara Kabadayıları’ temalı bir belgesel çekimi için yaptıkları saha çalışmalarına dâhil olmuştum. Yaptığımız araştırmalarda Ankara’nın Atıfbey, Altındağ ve Hacettepe mahallerini de içine alan geniş bir alana namı yayılan birkaç kabadayı hakkında oldukça ilginç bilgilere ulaşmıştık. Burada kaleme aldığım tanıtım yazısında kabadayılığın toplumsal, ekonomik ve elbette siyasi değişimlerle nasıl mafyalığa evrildiğine dikkat çekmiştim.
İlk ortaya çıkan ise şuydu: Varoşlar kabadayı Şehirler ise mafya üretir.
Önceleri şehir merkezlerinde, Devlet içindeki otorite boşluğundan faydalanan uyanık kan emici tefeciler, karaborsacılar, kaçakçılar hüküm sürerken aynı şehirlerin gecekondu mahallelerinde ise kalabalık ailesi olan bileği kuvvetli birkaç kişi de viranelerde kumar oynatarak yaşamlarını sürdürmekteydiler.
Şehrin sokaklarında bekçiler, gecekondu mahallelerinde ise delikanlılar asayiş sağlamak için volta atarlardı. Bu delikanlılar Kabadayı bir abiden destur almış yeni yetme heyecanlı gençlerden oluşmaktaydı. Esnaflar ve zanaatkarlar, tecrübeli bilgi sahibi ihtiyarlar ve kanaat önderleri saygı görür, kumarhane sahibi, haraççı kabadayılar bile onlara danışmayı racondan sayarlardı. Şehirdeki zorbalar için ise para kazanılacak güç elde edilecek her iş mubahtı ve racon sadece fakir fantezisi sayılırdı.
Türkiye, seksen sonrası işini bilen memurlarla tanıştı ve onlar Kamu mafyası olarak ortaya çıktılar. Ardından Devlet ihalelerine müdahale eden çetelerle işbirliği yaptılar. Zenginleştiler. Daha da büyüdüler. Sonra küçük memurları da devre dışı bıraktılar çünkü artık siyasetçiler (bazı) ile ortak olmaya başlamışlardı. Kabadayılar ise sadece mahalle aralarında kendi geçimlerini sağlamaya çalışan ağır abiler olarak anılarını anlatmakla yetinmekteydiler.
Temel olarak illegal hiçbir yapıyı ve kişiyi övmek, değerli kılmak ya da gözünüzde yüceltmek gibi bir amaç gütmemekle birlikte; Bir zamanlar sokaklarda bekçi otoritesi ile dizginlenen bu insanlar nasıl oldu da Devlet kurumlarında bu kadar etkili hale gelerek gizli bilgilere ulaşabilecek kadar güçlendiler. Uyuşturucu başta olmak üzere onca gayrimeşru kazanca ulaşmaları ve bu yolda onca gencimizin hayatını karartmaları neden engellenemez. Mahalledeki esnafa bile saygıda kusur etmeyen o kabadayılar bunlarla aynı terazide tartılır mı?
O masum mahalle kabadayılarının anılarını her dinlediğimde hiç değilse ‘şu uyuşturucu tacirleri bunların eline bir düşseydi’ demekten de alıkoyamıyorum kendimi…
Okunma Sayısı: 627
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.