ULU ATA'NIN VEFATININ 80.?YILI MÜNASEBETİYLE
08 Kasım 2018, Perşembe 17:1710 Kasım 1938… Bir puslu Ankara sabahı…Türk'ün Ulu Ata'sı koma halinden ebedi yolculuğa doğru uzanıyordu.Ne kadar doğduğu yer ülkesi olmasa da öldüğü yer artık kendi ülkesiydi ve hep bunun için çalışmıştı.Koca bir ömre neler sığdırılabilecekse hepsini fazla fazla sığdıran bu büyük insan Türkler'in ulu başbuğlarının soyundan geliyordu.3 gündür koma halinde olan bu büyük insanın en son sözler “Aleykümesselam” olmuştu.İşte bütün Türklere en son selamı…Büyük Türkiye hiçbir zaman öyle olmayacaktı.
1937'den beri hastalığı ilerlemişti.Üstünde savaş yıllarının yorgunluğu ve savaştan hiç yılmamış bir milletin azmi vardı.Hastalığını yine Türkiye'nin gelişmesi için göz ardı etti.O devrin büyük meseleleri olan Hatay , 2.Dünya Savaşı tehlikelerine mesaisini yoğunlaştırmıştı.Ne de olsa böyle bir kurucu hastalığa pabuç bırakacak değildi.Doktorları onun gözlerine bakarken o hep ülkesi-milleti için çalışmaya devam etti.
Artık 1937 şöyle böyle geçmişti.1938'de hastalığı şiddetini arttırınca yatağa bağlı kalmak zorunda kaldı.Dolmabahçe artık onun istirahatgahıydı.Doktorları her türlü tedaviyi deniyorlar ancak bünyesi cevap vermiyordu.?Son raddede artık doktorlar rahatlaması için vücuttan kan almaya,zorla bedeni beslemeye başladılar.Durum kötüleşiyordu.
“ve Aleykümesselam” diyip koma… Artık doktorlar yapabilecekleri her şeyhi yapmış mutlak sonun yaklaşmasını sessizce izliyorlardı.
Ve son geldi... Büyük Türk'ün bedeni artık bir ruh taşımıyordu.birinci durağı olan Etnografya Müzesi'ne götürülecekti.Naaşı temizlendi ,ilaçlandı ve büyük bir törenle uğurlandı.15 sene burada kalacak ve sonra ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir'e taşınacaktı.
Ülke artık yalnızdı…
Okunma Sayısı: 10359
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.