TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABULÜ
28 Nisan 2020, Salı 11:33Bir Ramazan'ı daha idrak ediyoruz Allah'a şükür. Diğer Ramazan aylarında yazdığım gibi Ramazan-oruç yazıları değil bu sefer Türk-İslam Tarihi yazıları yazmak istedim bu ayda. Bunun için de Türklerin İslamiyet ile tanışmalarından başlamaya karar verdim.
Türkler Asya'nın en güçlü siyasi teşkilatına sahiptiler,yani genel olarak Asya'nın hakimi onlardı. Savaşçı özellikleri ile girdikleri çoğu savaştan galip çıkmışlardı. Bunu da biraz inançlarına borçluydular. Çünkü çoğu müellifin söylediği gibi Türklerin dini tamemn olmasa da İslamiyet ile benzerlikler taşıyordu. Mesela Uçmağ Cennet Tamu cehennem demekti yani Türkler ölümden sonraki hayata inanıyorlardı. Tek bir tanrıya inanıyorlar ve ona dua ediyorlardı. Ayrıca çoğu yönden Eski Türkler ile İslamiyetin aile hukuku da birbirine benzemekte yani insanların yaşamı birbirine benzemektedir. Örnek olarak zina iki toplulukta da yasaktır; çeyiz,kalın gibi kavramlar mehir olarak benzer bir ifade bulmaktadır İslam'da. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir.
Böyle benzerlikler sebebiyle Türklerin İslamiyeti kabul etmesi fikri sadece Türk yazarlar tarafından değil Anadolu'da yaşayan Süryani Mikail tarafından bile ileri sürülmüştür.
Ancak bu dine girişimizin enteresan olan noktaları arasında şu da vardır ki Asya'nın hakimi olan Türkler; çoğu savaşta yendikleri Arapların yaydığı dine giriyorlardı. Mesela Taberi ve Leon Cahun yazdıkları kitaplarda Göktürklerin başkomutanı Kül-Tigin'in Soğdaklara karşı giriştiği bir seferde rastladığı Sevre ibni Ebu-Bahr id-Darimi komutasındaki 20.000 kişilik Arap ordusunu kendi topraklarında bozmuş ve komutan Sevre'i öldürmüştür. Bir başka örnek Arapların ünlü Türkistan valisi Kuteybe de 4 ay düşman çemberinde kalıp 706 yılında büyük bir mağlubiyete uğradığını kaynaklar yazar. Ancak bu savaşların en meşhuru 724 tarihinde gerçekleşmiştir. Fergana'yı istila etmeye kalkışan Horasan valisi Müslüm ibni Said el-Kilabi karşısında Türkeş kağanı Sulu Han'ı gördü. Taarruz harekatında bulunan Arap orduları artık 15 sene saldırıya geçemeyecek ve Seyhun-Ceyhun havalisinde hep savunma pozisyonunda kalacaklardır. Ancak tabi 751'de gerçekleşen Talas Savaşı gibi aynı safta oldukları savaşlar da vardır ki böyle savaşlarda birbirlerini daha iyi tanıma fırsatı buldular.
Genel olarak sosyolojide de gösterilmiştir ki galibin inançları mağlup tarafından kabul edilir ancak bunun istisnalarından biri olmuş Türkler İslamiyeti kabul etmişlerdi. Ancak Arapların Türk düşmanlığı tarihin her devrinde görünmüştür ki bunun için ayrıca bir yazı yazılabilir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki Arapları kınayıcı ifadeler Kur'an-ı Kerim'de geçmekte ve onların yerine daha iyi bir milletin geçirileceği buyurulmaktadır( Fetih 16, Tevbe 39) ve tefsir kaynaklarından bir çoğu da bu milletin Türk olduğunu ifade etmektedir.
Türkler boylar halinde İslamiyet'e giriyorlardı. Önce İtil Bulgarları sonra Karluklar derken artık bir Türk devleti de Müslüman'dı:Karahanlılar. Bunlar için en önemli kaynak Saltuk Buğra Han menakıbıdır ki Osman Turan hocanın Selçuklular ve İslamiyet adlı eserinde tam bir metni yer almaktadır. Abdülkerim Saltuk Buğra Han İslamiyeti kabul edip devleti ile beraber İslamiyete hizmet etmeye kendini adamış bir hakandır ki artık bundan sonra tüm Türk hakanları bu amaç uğruna savaşacaklar cihat edecekler, bu amaç uğruna ülkeler fethedip oraları imar edecekler ve bu amaç uğruna dokundukları insanları İslamiyet ile tanıştıracaklardı.
İşte Araplar da hilafetin tüm gücünü tarihin ilerleyen devirlerinde Türklere devredecekler ve Türkler hilafeti tüm zararlı akınlardan koruyan en etkili kalkan olarak tarih sahnesinde yerini alacaktır.
Okunma Sayısı: 14227
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.