TÜRK KADINININ SOSYAL VE SİYASİ MÜCADELESİ(4) (İktidarlar Güçlü Kadın İstemiyor!)
22 Aralık 2024, Pazar 10:22Türk Kadın Birliği Türkiye’nin her yanında konuşulur olmuştu. Ama kadının bu mücadelesi, hem içeriden, hem dışarıdan istenmez oldu. İçeride anlaşmazlıklar çıkarılmış, Kadın Birliği sarsılmıştı.
Hatta, 1927 Eylül’ünde, dernek içinde bir bölünme oldu ve Nezihe Muhittin Hanım’la birlikte Yönetim Kurulu üyeleri, yönetimden uzaklaştırıldılar. Polis dernek merkezinde arama yaptı, “idari usulsüzlük” gerekçesiyle de kayıtlarını mühürledi.
Bu bahaneydi. Bunun arkasındaki gerçek, yine üzülerek söylüyorum Erkek egemen istemiydi. Onlara göre dernek ve dernek yöneticilerinin çok “aşırı” istekleriydi.
Türk Kadın Birliği’nin seçimler sırasındaki istemlerini hiç olumlu karşılamayan siyasiler ve basın vardı. Örneğin zamanın Cumhuriyet gazetesine göre yönetim kurulu, hayallerin peşinden gidiyor, Türk kadını hakkında bir şey bilmiyordu…Yeni yönetime de kendilerince bir ayar vermeye çalışıyorlardı.
Dururlar mı yeni yönetim kurulu , bir orta okul müdürü olan Sadiye Hanım’ı başkan seçti. Sadiye Hanım kadın mücadelesini destekleyen biriydi. Rahat bırakmadılar. Çok kısa sürede görevden ayrıldı. Yerine Latife Bekir Hanım getirildi. Türk Kadın Birliği yeni başkanın itkisiyle kültürel, yardımsever, hatta ekonomik etkinliklerini geliştirdi. Kadınların siyasi haklarını da savunuyordu. Ama Nezihe Hanım gibi çok öne çıkarmıyordu. Kısa sürede dernek içindeki bölünme ve kavgalar son bulmuş, bundan güçlenerek çıkmıştı.
1929’da Türk kadınlarının siyasal haklarını elde etme savaşımlarının birinci aşaması kazanılmışa benzemektedir. Latife Bekir hanım 12 Nisan’da basına verdiği bir demeçte kadınların yerel seçimlerde oy hakkını kazanmış olduğunu kesinleşmiş sayıyordu. Bunu takiben yerel seçimlerde kadınlara oy hakkı 3 Nisan 1930’da tanınmıştır. 1933’te Köy kurullarına katılma hakkını elde ettikten sonra kadınlar,1930’dan beş yıl sonra ,1935’te Büyük Millet Meclisi’nde sandalye sahibi olacaklardır.
Baktığımızda 5 Aralık 1935 yılında kadınlar kesin olarak seçme ve seçilme hakkını elde etmiş oluyorlardı.
18 Nisan’da ise İstanbul’da 12. Uluslararası Kadınlar Kongresi toplanıyordu.
Bu, “Kadının oy hakkı ve medeni eşitliği Uluslararası Birliği’nin” düzenlediği kongreydi. Kongrede kırk ülke temsil ediliyordu.
Türk Kadın Birliği amacına ulaştığını ilan ederek, kendi kendini dağıtma kararı aldı.
Kongrenin açılışında, bu kazanımlarının Mustafa Kemal’e ait olduğunu söylüyordu(Bu anlamlı konuşmayı da gelecek yazıda anlatalım-Devam edecek)
Okunma Sayısı: 91
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.