TANRI MİSAFİRİ! (1) PEKİ NE OLDU BİZE? NİYE BÖYLE OLDUK?
03 Kasım 2022, Perşembe 17:42Dünyanın bir başka ülkesinde var mıdır bilmem. "TANRI MİSAFİRİ" kavramı. Hatta misafir(konuk) ile ilgili atasözleri, deyimleri, türküleri bir başka ülkede var mıdır ?Evet, biz göçebeyiz. Göçmeniz. Belki hala yerleşik değiliz. Çarpık da olsa DP(Demokrat Parti) gazıyla, hurra Anadolu'dan , köylerden şehirlere akın etmeye(Özellikle İstanbul'a) başladık. Tam yerleşik olduk mu bilmem…Ama Anadolu'da, biz göçmeden yerleşik toplumlar vardı. Ama genlerimizde bir konukseverlik vardır.
Gerçekten ,üstümüze yoktu(r) konukseverlikte…
Konuğun Müslüman'ı, Hıristiyan'ı, Musevi'si, sağcısı, solcusu da olmaz(dı). Kim olursa olsun…"İster kafir olsun, ister ateşe tapsın, ister puta. İsterse yüz kere tövbe etmiş olsun ve isterse yüz kere bozmuş olsun tövbesini…" Hiç önemli değildir. İster Hıristiyan engizisyonundan kaçmış Musevi olsun, ister Hitler faşizminden kaçmış komünist, ya da isterse Komünist devriminden kaçmış kapitalist…Her zaman açıktı(r) kapısı halkımın.
Yaklaşık 530 yıl önce,1490 yılında İspanya engizisyonundan kaçıp ülkemize gelen yüz binlerce insanı içine almış, kendinden saymış (Sefaradlar) bir toplumduk biz.
Bunların o kadar çok örnekleri vardır ki; Jerzy S. Latka"Osmanlılar, Polonyalı vatanseverlere daima ülkelerini açık tutmuşlardır. İstanbul'da Boğaz kenarında Polonya muhaceretinin siyasi şubesi açılmıştır…"!diye yazmaktadır.
Hatta bugünkü Polonezköy, oradan gelenlerin kurduğu bir yerdir.
Sadece Polonyalılar,Sefaradlar değildi konuk edilenler…
SEFARAD, SEFARİD, SEFARD, ..İspanya sözcüğünün İbranice'deki karşılığı Sefard olduğu için, İspanya ve Portekiz Yahudileri anlamına gelmektedir.
İsveç Kralı Demirbaş Şarl(veya Karl XII), 8 Temmuz 1709'da Poltava Savaşı'nda Ruslara yenilince, beraberinde bin beş yüz, iki bin kişilik bir birlikle Osmanlı İmparatorluğuna sığınmıştır. Padişah III. Ahmed, sığınık kralı ve beraberindekileri konuk kabul etmiş ve yıllarca ağırlamıştır.
Konumuzla ne kadar ilintili bilemem. Şarl'ın , İsveç'ten gelirken, malını, mülkünü yönetmek için emanet bıraktığı adamın adı OMBUDSMAN'dır. Günümüzdeki ombudsmanlık oradan gelmiştir. Anadolu'da, özellikle Ahilik döneminde buna benzer yapılar vardır zaten. Aksakal, halk adamı, ehli vukuf gibi…1848-1849 arasında, Rusların önünden kaçan Macar ulusçularına da ev sahipliği yapmıştır Türkler…
Öyle sığınıklar vardır ki, Afrika'nın taa öteki ucundan gelip yerleşen konuklarımız vardır. Örneğin; 1991 yılında Adana'da SHP Seyhan İlçe başkanlığı yapmış olan Mehmet Tatlı, bu yüzyılın başlarında Çukurova'ya yerleştirilmiş Moritanyalı sığınıkların torunlarındandır.
1981 yılında Nobel edebiyat ödülü alan Avusturyalı yazar Elias Canetti de, üç ciltlik yaşam öyküsünde şöyle der"İspanyol Yahudilerinden çoğunluğu Türk uyrukluydu; Türklerin yönetimi altında her zaman rahat ve iyi yaşamışlar, Balkanlardaki Hıristiyan İslavlardan daha üstün bir konumu ellerinde bulundurmuşlardır. …İspanya'dan kovulduktan sonra geçen yüzyıllar içinde aralarında konuştukları İspanyolca pek fazla değişmemişti. Zamanla dilin kapsamına bazı Türkçe sözcükler alınmışsa da, bunların Türkçe sözcükler olduğu anlaşılmaktaydı hemen. " diye yazmaktadır.
Çok ilginçtir, İspanya'dan kaçıp gelen Sefarad'lardan 440 yıl sonra, bu kez Alman Nazilerinden(Hitlerden) kaçan Yiddiş Yahudilerinin de yardımına yine Türkler koşacaktı. Hitler'den canını zor kurtarmış, bütün Orta Avrupalı Yahudiler ve demokratlar çağrılmış, ülkede konuk edilmişlerdir. Hatta bu gelen bilim insanları, mimarlar, mühendisler, tıp adamları üniversitelerimizin değerli eğitmenleri olmuşlardır. Bunlardan birkaç örnek vereceğim;Yani, İkinci Paylaşım Savaşı arifesinde, hiç kuşku yok ki. Avrupa'nın, belki de dünyanın en demokrat ve konuksever ülkesi Türkiye'dir. Kimler ağırlanmamıştır. Kimler?...
Okunma Sayısı: 1053
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.