RUMLARIN BİTMEYEN HIRSI: KIBRIS
22 Temmuz 2019, Pazartesi 17:29Kıbrıs… Doğu Akdeniz'in nöbetçi kulesi…Dünya üzerindeki çoğu medeniyetin arzuladığı ada…Osmanlı'dan beri bizim olan ada,bir zafiyet yüzünden İngilizlerin eline geçti ve bir daha alınamadı.Onlar da dostları olan Yunanlıları kullanarak adanın gerçek sakini olan Türklere yıldırma politikaları yöneltmeye başladılar. Ancak unuttukları bir şey vardı: Türklerin örgütlenme gücü… Ne kadar yansalar da yaralansalar da hatta kalleşçe öldürülseler de Makarios denen rahip kılıklı Yunan başkanına ve onun talimatıyla kurulan ve Kıbrıs' ın Yunanistan' a bağlanmasını savunan Enosis fikrini hayata geçirmeye çalışan terör örgütü EOKA ve onun başındaki elebaşı Yeoryas Grivas' a boyun eğmeyeceklerdi. Fazıl Küçük etrafında toplandılar, Türkler de 1974' e göre daha pasif bir konumda yanlarındaydı. Dünya kamuoyuna haklı davamızı işte bu şartlar altında öldürülsek de sürülsek de anlatacaktık. Kıbrıs Yunan' ın değildi, bunu anlatmak da vazifemiz idi. BM ve İngiltere konuyla yakından ilgilendiklerini göstermeye çalışıyorlar ancak İngiltere' nin asıl amacı sürece ABD' yi de dahil edip çözüm yollarını beraber aramaktı. Ne de olsa ABD' nin pasif dönemi bitmiş dünya liderliğine hazırlanıyordu.İşte bu süreçte 2 başlı devlet yönetimi ve 2' li belediye yönetimleri konuşulmaya başlandı. Makarios cumhurbaşkanı, Fazıl Küçük ise yardımcısı olacaktı. İşte süreç daha kötüye gidiyordu. Rumlar hiçbir Türk hareketini ve yönetimini tanımaz olmuştu.İşte o dönemlerde Kıbrıs Türk Federasyonunun başkanlığını yapmış, BM' de Kıbrıs Türklerini temsil etmiş ve bir yandan da adaya giriş yasağı olmasına rağmen Erenköy' de Rum teröristler ile savaşmış bir lider palazlanıyordu:Rauf Denktaş. Adadaki Türklerin ordusu olan ve Türkiye' nin desteklediği Türk Mukavemet Teşkilatının kuruluşunda da yer almıştı. Artık Türkiye adaya silah da taşıyor; mağaralara çekilmiş, zulümden bitap düşmüş soydaşlarını koruyordu. Türk jetleri adanın üstünde Rumlar bir kalkışmada bulununca görünüp adadaki Türklerin sahipsiz olmadığını gösteriyorlardı. Ancak bu durum Rum teröristleri daha da kızdırmaya yetmişti. Türk bölgelerine silahlı eylemler düzenliyorlar, Batı Anadolu' yu işgal ettiklerinde yaptıklarını şimdi yine tekrarlıyorlardı. En utanç vericisi daha sonraları Kanlı Noel olarak anılacak 20 Aralık 1963 günü başlayan Rum teröristlerin eylemleriydi. 24 Aralık gecesi Rumlar, Lefkoşa'nın Kumsal semtinde Binbaşı Nihat İlhan'ın evine baskın düzenledi. Rum saldırganlar, Nihat İlhan'ın 3 küçük oğlu, Kutsi, Murat, Hakan ve eşi Mürüvvet'i saklandıkları banyoda küvetin içinde kurşun yağmuruna tutarak katletti. Nihat İlhan, 1963 yılında o dönem adı Kıbrıs Türk Alayı olan Kıbrıs'taki 650 kişilik Türk gücünün doktoruydu. Kıbrıs tarihine Kanlı Noel diye geçen Rumların silahlı saldırılara başladığı 20 Aralık 1963'teki, Türk Alayı'nda görevi başındaydı. Bu dönemde çoğu Türk zulme uğramıştı. Ancak bu katliamın fotoğrafları dünya kamuoyuna Türkler tarafından yayılınca Londra Konferansı toplandı. Ancak yeterli sonuç elde edilemedi. Zaten adadaki Türkler adaya Türkiyenin müdahale etmesini istiyorlardı. Bu ancak 1974 yılında bardağın taştığı bir zamanda mümkün olabildi. Yunanlılar açıkça Kıbrıs' ta ordu kuruyorlardı ve karşılarında Türk alayı ve Türk Mukavemet Teşkilatı vardı. Zulümler gün geçtikçe artıyordu. Türkiye'den 20 Temmuz 1974 günü jetler havalandı, donanma gemileri demir aldı. İşte Kıbrıs' ı yeniden fethetme zamanı gelmişti. Komandolar adaya çıkarma yaptı. İşte askerim müdahale masada büyük bir kuvvet teşkil edecekti. BM Güvenlik Konseyi'nin 1974 20 Temmuzunda aldığı 353 sayılı kararla adanın üç garantör devleti olan İngiltere, Türkiye ve Yunanistan arasında bir mutabakat sağlanmaya çalışıldı. 25 Temmuz tarihinde Cenevre'de başlayan görüşmeler 30 Temmuz tarihine kadar sürdü. Sonunda taraflar 8 Ağustos da aldıkları bir kararla adada bulunan Rum-Türk taraflarının devamlılığı ve adanın federal devlet statüsünde kalmasında mutabakata vardılar. Ateşkesin ardından adada bulunan 40.000 Türk askeri beklemeye geçmişti. Fakat Rumlar etrafını çevirdikleri Türk köylerinde genç-yaşlı, çoluk-çocuk demeden insanları katletmeye devam ettiler.
Kıbrıs'ın kimliğini belirlemek için yapılan Birinci Cenevre Konferansında adeta zaman kazanmak için anlaşmaya uyan Rum tarafı II. Cenevre Konferansında alınan kararlara itiraz etmeye başladı. Cenevre Konferansının ikinci yarısında beklenen başarı alınmayınca TSK II. Harekata başladı. 14 Ağustos tarihinde Türk ordusu bütün mezalime karşı koyarak Paşaköy ve Serdarlı'da vatandaşlarıyla kucaklaştı. Ordu hareketine devam ederken 14 ve 15 Ağustos tarihlerinde Doğu ve Batı hattında ilerleyerek Magosa, Lefkoşa ve Lefke hattının kuzeyindeki bölgenin hepsi ele geçirildi. 415 Kara, 65 Deniz, 5 Havacı ve 13 Jandarma olmak üzere toplam 498 Türk askeri şehit olmuş ve 1200 asker ise yaralanmıştır. Ayrıca askerlerin dışında 70 ada vatandaşı mücahit ve 270 Kıbrıs Türkü hayatını kaybetmiştir. Bundan sonra diplomatik süreç ifa edilip ada kimliği tartışılacaktı ancak tahmin edileceği üzere Rum tarafı rahat durmuyordu. Rauf Denktaş büyük çabalar sonu Kıbrıs' ın Türk ve yunan taraflarının ayrılıp federal devletler olarak kalmaları için anlaşma yaptı. 15 Kasım 1983' te KKTC kurulmuş, başına da büyük lider Rauf Denktaş geçmişti.
Kıbrıs ile ilgili Mustafa Necati Sepetçioğlu' nun Kıbrıs için yazdığı roman serinin 5. kitabında geçen şu pasaj bir daha okunmalıdır:
“Bir toprağa sahiplenmek kolay değildir, sen bilirsin, bir toprağı yurd edinmek bu dünyada işlerinin en zorudur. Elin üstünden ayrılmayacak bir an bile o toprağın, gözün üstünden eksilmeyecek. Elini fazla bastıramazsın, bastırırsan ezersin, ezilen toprak ürün vermez hay oğul, ben denedim, vermiyor. Ezilen toprakta insanlar köleleşiyor çünki..?Fakat bu böyle diye gevşek de tutamazsın elini..?toprak kayıverir..?Fazla okşarsan şımarır. Ne kayan toprak senindir, ne şımarandan güven bekleyebilirsin. Ya na yapacaksın? Eğitmek kalıyor geriye, eğitim! Sen Kıbrıs'ta Türkmen'i başıboş bırakırsan kopar, çabuk kopar.”
Okunma Sayısı: 8603
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.