MUĞLALI İBRAHİM ŞAHİDİ
20 Aralık 2019, Cuma 11:50Şeb-i Aruz haftasındayız. Mevlana hz.?lerinin Hakka yürüdüğü haftadayız. Mevlana'nın kendi yaşamı ve onun geleneğini hayatımıza yansıtma fırsatının eşiğindeyiz. Ancak ben bugün Mevlana yerine daha bizden birini,hemşehrimizi anlatacağım: İbrahim Şahidi.
Şahidi Muğlalıdır. 1468'de doğmuştur. Hem Muğlalı hem Mevlevi olduğu için bu yazının doğal konusudur ki bu özelliğini de şiirlerinde bağırarak söyler:
“Gedayem Şahidi-i Mevleviyem
Diyar-ı Menteşe'de Muğleviyem”
İlk eğitimini Muğla'da babasından aldı. 18 yaşını geçtikten sonra Muğla'dan çıkıp İstanbul, Bursa gibi medreselerde ilim tahsil etti. Onun Mevleviliğe bağlanmasını sağlayan zat Sultan Çelebi oldu. Onun rahle-i tedrisinden geçtikten sonra Muğla'ya gelip babasının kurulmasında ön ayak olduğu Mevlevi tekkesine şeyh oldu.
Gülşen-i Esrar'ı,Tuhfe-i Şahidi'yi, Gülşen-i Tevhid( Muğla'da yazdığı Mesnevi şerhi)'i,Gülşen-i Vahdet'i, Mevlid'i hem Mevleviliğe hem de Türk Müslümanlığına büyük katkılar sağladı.
Şuhudi ve Hüsameddin Efendi adında 2 tane oğul yetiştirdi ve Muğla Mevlevihanesinin gelişmesinde ve bu bölgede İslam'ın yayılıp damıtılmasında önemli roller oynamalarını sağladı.
Şahidi şiirlerinde hep İslam'ı ve özelde Mevleviliği işledi; Mevlana'nın edebiyatını yol tuttu.
Mesela Divan'ında şu beyit bir öğüt niteliğindedir:
“Fukara kalbine kim dokuna
Dokuna sinesi Allah okuna”
Ki aynı şekilde İslam ve Mevlevilik ile ilgili beyitlerine de kulak verilmesi gerekir:
“Mevleviyem şimdi yandım sanmanuz Mevla'ya ben
Guşıma bang-ı ezelden çalınuptur nay-ı aşk”
(Mevlevi oldum diye benim Mevla'ya şimdi bağlandığımı sanmayın,ezelden beri kulağıma aşk neyi çalınıp durmaktadır.)
Ve Hakkın buyruğu vasıl oldu,1550 yılında Karahisar'da vefat etti ve şeyhinin ayakucuna defnolundu. Ancak büyük ihtimalle Afyon'daki şeyhini ziyareti sırasında vefat eden Şahidi'nin buradaki şeyhinin ayakucundaki mezarı sonradan Muğla'ya naklolundu.
İsmini taşıyan Muğla'daki camiin içinde Mevlevi geleneğine uygun olarak bir sema alanı vardır.
Şahidi hem Türkçe'ye hem de Farsça'ya vakıf gerçek bir Mevlevi idi. Hem Mesnevi'yi hem de bir bütün olarak Mevlana'yı anlamak için ömrünü tüketen bir Anadolu ereniydi. Aslında biz değil onun kendisini anlatması en doğru olacaktır:Gedayem Şahidi-i Mevleviyem
Diyar-ı Menteşe'de Muğleviyem
Bihamdillah ki merd-i maneviyem
Ki gavvas-ı bihar-ı Mesneviyem
(Dilenciyim, bir Mevlevi Şahidi'yim ( veya Mevleviliğe şahidim diye de okunabilir) Muğlalıyım.
Şükrolsun ki Mesnevi deryasında inci aradığımdan maneviyat adamı olmuşum.)
Okunma Sayısı: 15919
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.