MUĞLA'DAN ÇIKAN ESERLER İSTANBUL'DAKİ MÜZEYE SIĞMAMIŞTI
22 Ocak 2019, Salı 10:46Osmanlı da her devlet gibi –geç de olsa- tarihi objelerini toplamaya,onları bilimsel bir usulle koleksiyon haline getirmeye çabalamıştı.tüm padişahlar ganimeti arttırmaya çalışmış devletin gücünün böylece artacağının farkına varmışlardı.Elbette ki bu ganimetler kapsamında çok değerli parçalar vardı ancak eski devirlerde bunlar sergilenmiyordu.?Batı ilk olarak bu anlayışla koleksiyon düzenlemeye başladı.Osmanlı da ise ilk sergilenişi Sadrazam Ali Paşa zamanında Maarif vekili Saffet Paşa'nın emriyle olmuştu.Ancak Batı'daki gelişmeler daha ilerideydi.Özellikle Osmanlı topraklarındaki arkeolojik eserler ile Osmanlı'dandaha çok ilgilenmeye başlamışlardı.Durum böyle olunca devlet de bu konuya eğilmeye başladı.Tarihi eser kaçırılmasını önlemeye çalışıyor ancak bu alanda çok da gelişmiş olmadığı için bunun önüne geçemiyordu.Ancak sonraki zamanlarda Osman Hamdi Bey gelişmiş bir müzeci olarak açılan müzelerin başına getirildi.?Ne kadar oryantalist bir bakış açısı sergilediyse de Osmanlı için Osman Hamdi Bey ve müzesi büyük bir fırsattı hatta Osman Hamdi Bey müzeciliğin yanında arkeoloğ tu da.Ülke artık toprakaltı tarihi eser zenginliğine eğilmeye başlamıştı.Tüm ülke sathında –ne kadar başarılı olduğu tartışılır- tarihi eser hırsızlığına karşı bir mücadele vardı.Burada da müze etkili oluyordu çünkü en azından eserlerin sergileneceği bir yer vardı.Sultan Abdülhamid döneminde ise tüm ülke sathından problemler padişaha gittiği için sarayın gündeminde bu tarihi eser sorunu da vardı.Onun için müzeyi genişletme ve işlevsel kılma planlarını geliştirdi.Bu tarihi eserler de daha çok Muğla'dan çıkıyordu.Örnek bir layihayı aşağıya alıyorum( ENGİN,Vahdettin;Asayiş,Yeditepe,s.86) :
“Aydın vilayeti mülhakatından Menteşe sancağı dahilinde bulunan Lakine köyünde keşfedilip İstanbul'a getirilen eski eserler eski yunan medeniyetinin en mükemmel örneklerindendir.Bunların büyüklükleri ve sıkletleri dolayısıyla ne müze olarak kullanılan Çinili Köşk'e ne de yeni müzeye sığmaları mümkün değildir.Bundan dolayı söz konusu eski eserlerin bulunduğu yerin kadim mimarisi tarzından hazırlanan plan ve resimlere uygun bir müze daha inşa edilmesi uygun olacaktır.Bu müzeye söz konusu eski eserler yanında,bundan sonra da o havaliden gönderilecek eserler konulacak ve teşhir edilecektir.Müze-i Hümayun Müdürü Osman Hamdi Bey hazretleri tarafından zat-ı şahanelerine sunulmuş olan tezkire,planlar ve resimler taraf- sadaretinize gönderilmiştir.Osman Hamdi Beyefendi hazretlerinin talep ettikleri şekilde bir inceleme gerçekleştirilerek lazım gelenlerin yapılması Padişah Efendimiz Hazretlerinin emir ve iradeleri gereğindendir.”
1893 tarihli bu yazıdan sonraki gelişmeler nasıl oldu araştıramadım lakin tarihi eserler ile ilgili bir görüş ortaya koyması için önemli bir yazıdır.Şunu gösterir ki daha o zamanlardan büyük eserler bu bölgeden çıkmaya başlamış ve devletin gündemine gelmiştir.Bunun için planlar , çalışmalar yapılmıştır.Planlar ve çalışmalar belki bulunabilirse başka yazıya kaldı ancak şu bir gerçek ki Osmanlı o dönemin gelişmelerini arkadan da olsa takip etmiş ve ona göre hamlelerini yapmıştır. Bugün de değişen bir şey olmamıştır.Sonra da olmayacaktır.Zaten gökkubbe altında hiçbir şey değişmez.
Artık gücün de kültür-sanat alanında olduğu bunun ileriki yıllarda daha çok ortaya çıkacağı açık.?Onun için yöneticiler bugünden çalışmalılar.
Okunma Sayısı: 11695
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.