MÜBADELE/ZORUNLU GÖÇ
02 Şubat 2023, Perşembe 18:08Mübadele ile ülkemizi /ilçemizi yerleştirilen, bir ailenin ferdi olarak ,benden önceki kuşağımızın yaşadıklarına duyarsız olmam mümkün olamaz elbette.
Uzunca bir süredir ara verdiğim bu yazılı sohbetimi , bu konuya vermek benim uzunca bir süredir düşündüğüm bir şeydi.
Osmanlı Devletimizin, birinci dünya savası sonunda, mağlup devletler safına düşmesi sebebiyle, Devlet otoritesinin ortadan kalkması sonunda, Anadolu'muzda Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde küllerinden yeniden doğan yeni TÜRK devletimiz yani Cumhuriyetimiz, Lozan Antlaşması ile ( ülkemizin tapusu) sağlanan kazanımlar sonunda ülkemiz sınırları dışındaki ülkelerde kalmış Türk kardeşlerimizi ,bu komşu ülkelerle yapılan anlaşmalarla ,ülkemizdeki bu ülke vatandaşları ile karşılıklı olarak mübadele edildiğini görüyoruz. Bu zorunlu göç ,yüzyıllardır birlikte yaşamış olan bu insanların, yaşadıkları topraklardan zorunlu olarak koparılıp ayrılmasının yaşadığı travmaları anlamak/anlatmak oldukça zor.?Bilhassa Balkanlar/Yunanistan'dan gelen soydaşlarımızın , Anadolu'muzun Yunanlıların boşalttığı yerleşim yerlerinde iskan edilmeye çalışıldığını ,bilhassa Ege bölgesine yoğunlukla iskanları sağlanmıştır.
Lozan Antlaşması ile belirli sayıda insanların yerlerinde kaldıklarını ve bu mübadelenin /zorunlu göç ün 1930' lu yıllara kadar Yunanistan ile sürdüğünü görüyoruz. Bu genç Cumhuriyetimiz , zamanın kıt imkanlarına rağmen ,bilhassa İzmir yöresine yerleştirilenlerin ,bir karantina tabi tutulduktan sonra ülkeye alınmalarını ,belirli bir plan dahilinde sağlamıştır. (İzmir'deki Karantina semtinin ismi oradan gelir)
Bu nüfus değişiminin /mübadelenin gerekliliği o günün koşulları içinde değerlendirilmelidir . Şart Mıydı? bilmiyorum. Ancak 1980 yıllarından sonra Bulgaristan ile yaşadığımız sıkıntıları düşünürsek , belki de gerekliydi.İşte bu nüfus değişimi sonunda Dedem İsmail Kaptan , eşinin de Rodos'ta vefat etmesi nedeni ile iki oğlu ve kızı (annem) ile Datça da iskan edilirler. 1930' lu yıllarında gerçekleşen bu zorunlu göç, 1936 yıllarında Babamla olan evlilikleri, yeni bir hayatın başlangıcı olmuş.. İki Dayım ise hayatlarını İzmir'de sürdürmüşler.
Yunanistan'a gidenlerin ise, yaşadıkları zorluklar çeşitli filmlere konu olmuştur. En güzellerinden/popülerlerinden biri , 1983 yılında çekilmiş olan REMBETİKO filmi .Anadolu'dan gelen bu insanların ,yerleştikleri yerlerde bir getto oluşturduklarını görüyoruz. Atina'da yaşadığım 1973/74 yıllarında , Ispardan gelmiş ve Yeni İzmir denen mahallede yaşayan bir aileyi hatırlarım. Mübadele ile gelenlerin bir kısmı Hristiyan Karamanlılar olmalıydı. Çünkü Yunanca bilmezlerdi. Yunan alfabesi ile TÜRKÇE yazarlardı. İste bu nedenle yerel halk onları TÜRK Tohumu diye çağırırlardı. Bunun tipik örneğini Konya /Sille yerleşim yerindeki kilisenin onarım kitabesinde görebilirsiniz.
Şair Kostandis Kavafis in ŞEHİR şiirinde dediği gibi, insan nereye giderse gitsin, doğduğu yeri sırtında götürüyor. Bir süre önce ziyaret ettiğim Sömbeki (SYMİ) adasında Datça Mahalle doğumlu Madam Maria' nın , yaşadığı/hatırladığı yerleri bana sorması ,mahalle komşum diye bana gösterdiği yakınlık apayrı bir şey.
Rahmetli Anamı İzmir'den Vapurla getirirken ,doğum yeri olan Rodos Adası açıklarından geçerken ,Babama bir tutam saçını kestirip ve Rodos a doğru denize attırmasının sırrını çözmek çok zor.
Yaşayanların istemleri dışında ,karar alıcıların YÜZ YIL önce yaşadıkları problemlerin günahkarı bu insanların değil elbette. Her İki ülkenin insanlarının yalnız bırakıldığı zaman çözemeyecekleri problemleri yok .. Yeter ki.....
Benim bizzat şahit olduğum ;balıkçı Süleyman BADAL ve Sömbekili balıkçı Vasıl arasında geçenleri başka bir gün yazacağım.
Kimselerin vatanlarından zorla koparılmaması dileklerimle , sağlıcakla....
Okunma Sayısı: 507
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.