MİKROP-BAK­TERİ –VİRÜS(3)

ANTONİE VAN LE­E­UWEN­HO­EK(1632-1723) te­ori­ye ina­nır­ken, FRAN­CES­CO REDİ(1626-1697) buna karşı çı­kı­yor­du. Deney,çü­rü­yen etin üze­rin­de­ki kurt­çuk­la­rın ken­di­li­ğin­den ol­ma­dı­ğı­nı gös­ter­di: “De­ney­de ka­va­noz­lar­dan bi­ri­nin ka­pa­ğı açık­tı ve hem ha­vay­la hem de si­nek­ler­le temas ede­bi­li­yor­du. Diğer ka­va­no­zun ka­pa­ğı ye­ri­ne bir bez ör­tül­müş,böy­le­ce hava ile temas ha­lin­de ol­ma­sı­na kar­şın içeri sinek gir­me­si en­gel­len­miş­ti. Do­la­yı­siy­le, spon­ta­ne tü­re­me doğru de­ğil­di.
HÜC­RENİN KEŞFİ VE HÜCRE TEORİSİ
Hüc­re­nin keşfi 17.y.yılda mik­ros­ko­bun keş­fiy­le ol­muş­tur. O yıl­lar­dan bu yana ya­şan­tı­mız­da hücre te­ori­si esas alı­nır:
1-Ha­ya­tın temel bi­ri­mi hüc­re­dir
2-Bü­tün or­ga­niz­ma­lar bir ya da daha çok hüc­re­li­dir
3-Bü­tün hüc­re­ler diğer hüc­re­ler­den gelir…
İngi­liz doğa fel­se­fe­ci­si Ro­bert Hooke hüc­re­yi keş­fet­ti.
1675' A. V.​Leuwen­ho­ek(1632-1723) Bir cam mer­cek­le,bir damla göl su­yu­na baktı. Mik­rop­la­rın dün­ya­sı­na ilk kez ba­kı­yor­du. İlk kez mik­ro­or­ga­niz­ma­yı keş­fet­ti­ği için mik­ro­bi­yo­lo­ji­nin ba­ba­sı ola­rak anı­lır. Bir damla suda (200x bü­yüt­me) gör­dü­ğü bu can­lı­la­rı ani­mal­cu­les ola­rak ad­lan­dır­mış­tı.
1848 'de İngi­liz hekim John Snow(1813-1853) ilk epi­de­mi­yo­lo­jik ça­lış­ma­yı yaptı. Ko­le­re va­ka­la­rı­nı Lond­ra ha­ri­ta­sı üze­rin­de işa­ret­le­di­ği zaman çar­pı­cı bir şey bul­muş­tu. Bunun bir ka­na­li­zas­yon su kay­na­ğın­dan gel­di­ği­ni…Has­ta­lık­la­rın sa­de­ce hava yo­luy­la değil, su yo­luy­la da bu­la­şa­bi­le­ce­ği­ni bul­muş­tu.
MİKROBİYOLOJİNİN ALTIN ÇAĞI…(1857-1914)
Yıl 1850 ler. Hala or­ta­da mik­rop te­ori­si yok. Dün­ya­da lo­ğu­sa hum­ma­sı denen bir has­ta­lık ölüme gö­tür­mek­te­dir ka­dın­la­rı­mı­zı…Doğum he­kim­li­ğin­de el yı­ka­ma­nın lo­ğu­sa hum­ma­sı­nı çok açık bi­çim­de azalt­tı­ğı­nı keş­fe­den Phi­lipp Sem­me­l­we­is(1818-1865) ste­ril ol­ma­yan or­tam­la­rın has­ta­la­rın ölü­mü­ne va­ra­cak risk­ler ta­şı­dı­ğı­nı söy­le­di­ğin­de, adamı bir tek öl­dür­me­di­ler. Her bilim in­sa­nı­nın ba­şı­na gelen geldi ba­şı­na. Fi­kir­le­ri hiç des­tek bul­ma­dı. Ancak,ölü­mün­den yıl­lar sonra Pas­te­ur'ün de­ney­le­ri ve Lis­ter'in uy­gu­la­ma­la­rıy­la po­pü­ler ola­cak­tı ve Sem­me­l­we­is an­ne­le­rin kur­ta­rı­cı­sı ola­rak ad­lan­dı­rı­la­cak­tı. Bir not daha, Şu anda Ma­ca­ris­tan'da(Bu­da­peş­te) büyük bir anıt hey­ke­li ve hey­ke­lin önün­de bir anne ve ço­cuk­la­rı var­dır. Ben bun­la­rı ya­zar­ken çok mutlu olu­yo­rum ve duy­gu­la­nı­yo­rum. Di­yo­rum ki iyi ki bu ko­ro­na gün­le­ri var da ben de bun­lar­la uğ­ra­şı­yo­rum. Ya­şa­sın bilim! Neyse ko­nu­ya dö­ne­lim;(devam edecek…)

Okunma Sayısı: 2801