Meskek lisesi Memleket Meselesi

Kaptanlık mesleğimi icra ederken, yine bir kış sezonunu geride bırakmıştık. Çalıştığım M/Y ACACIA Marmaris’teki yalancı boğazda bulunan Yacht Marinada kışlamış ve bakımlarını orada yapmıştık.
Herkesin aynı anda ihtiyaç duyduğu marangoza, elektrikçiye, boyacıya iş yaptırmak gerçekten maharet gerektiren bir işti.Hele bunlardan bir tanesi varki; Kalafatçı başlı başına bir sanat adamı. İşi; marangozun çaktığı su altında kalan iki ahşap arasına ağaç tokmak ve çelik kavaleta ile pamuk tıkamak. Bu ağaçlardan çürümüş olanları marangoza izah etmek.Bu zanaatkarlara herkesin ihtiyacı Mart ayı ile Mayıs sonuna kadar. Kalafatçı mesleğini icra edebileceği 3 ay çalışır. Sonra herkes teknesini denize atmış olur. Kalafatçıya iş kalmaz. Bedava kalafat yapacağınıda söylese kalafat yapılacak tekne bulamaz.Tekneler denize inmeden her ahşap teknesi olanın kalafatçıyla görüşmesi gerekir. <<Benim çok param var bana öncelik tanı >>kalafatçıya söylenecek söz değildir. Kalafatçı kime öncelik verileceğini kendi meslek ahlakına göre belirler. Çok sıkıştırırsan ; Elindeki ahşap tokmağı keskin gözleriyle gördüğü kararmış,çürümüş ağaçlara tak ,tak, tak, vurarak ses çıkartır bu arada birde sağlam ağaçların üzerine vurarak Tok,tok,tok diye ses çıkartır. Tak , tak,tak ses çıkaran bölgeyi göstererek;Bu ağacı marangoz değiştirsin sonra ben kalafat yapayım deyip kendine zaman kazanır. Tekne sahibi marangoz ayarlayacak ,malzeme ayarlayacak, vs. Vs.
Kalafatçının da bir ailesi var , çocukları var , evi var , ama geçimini kalafatçılık ile yapıyor. Mesleği bu adamın. Oda bir yılda yiyeceği parayı 3 ayda kazanmak zorunda. Sizin teknenin su alıp batmaması da bu adamın ahşap tokmağı ve çelik kavaleta yı kullanmasına bağlı. Üstelik bu sanatı icra eden fazla kişide yok. Böyle sanatçıları bulup onlara iş yaptırmak benim kaptanlık görevlerimden birisi.
Çok şükür hepsi bitmiş teknemizi zamanında 

suya indirmiş. Tersanedeki tozundan arındırıp temizleyip,İngiliz denizci terimiyle (sahip shape) herşey yerli yerinde olarak patronumuzun teftişine hazırdık.
Beklenen gün geldi.Marmaris Yacht Marina da Teknemizin o muhteşem salonunda donatan Hasan bey ve müdürümüz Niyazi beyle buluştuk. Kısa bir hal hatır sorduktan sonra ;Hasan bey söze başlayarak sezon öncesi yaptığımız bu çalışmaları takdir ettiğini belirtti ve teşekkür etti.Güvenli bir yaz tatiline hazır olduğumuzu ve gidilecek yer ve yaz tatili proğramımız hakkında kısaca bir bilgi verdikten sonra: Bana dönerek ; Kaptan şimdi bize yaz boyunca çalışacak bayan hizmet elemanına (Hostes)ihtiyacımız var dedi. Bir bayan hostes bulmamı istedi.Bende kendisine; Efendim etrafımızda bir sürü meslek lisesi var. Bunlardan denizcilik ile ilgili eğitim veren bir okula gidip okul yönetimi ile konuşuruz.Neler beklediği

mizi anlatırız.Onlarda bize bizimle çalışmak isteyen birini yönlendirirler. Dedim.
Hasan bey;Geriye yaslandı. Gemicimden bir bardak su istedi. Suyunu içip bardağını önünde duran ayakları pirinç işlemeli üzeri cam kaplı sehpaya koyduktan sonra gözlerini bana dikerek: Ahhhh kaptan Meslek Lisesi memleket meselesi dedi. Bir an ;Ne diyor bu adam ?diye düşündüm. Şaşkınlığımı anlamış olmalı ki Hasan bey konuşmasına devam etti. Kaptan bir zamanlar Koç gurubu temsilcileri olarak MESLEK LİSESİ MEMLEKET MESELESİ sloganı ile hareket ederek. Meslek Liselerini finanse etme kararı aldık. arkadaşlarım da Vehbi KOÇ ile konuşmak için beni görevlendirdiler. Vehbi beye gidip konuştum onu ikna ettim. Meslek Liselerini sessiz sedasız finanse etmeye karar verdik. (Reklam olmamasına özen göstererek)Mezun olan öğrencilere Otosan gurubunda iş verip çalıştırarak en çok da biz faydalandık bu Meslek liselerinden .Dedi.
O an kafamda şimşekler çaktı: Söke Endüstri Meslek Lisesi nde okuduğum yıllarda Atölye dersimize okul müdürümüz Ali OĞUZ girerdi . Ve biz atölye dersinde önümüzdeki ahşap tahtaya kablolar ile merdiven otomatiği, waviyen anahtar, apartman kapı zili gibi tesisatlar yapardık. Müdürümüz Ali beyde her dersin başladığı anda biz öğrencilerine hitaben; Çocuklar kabloları keserken itinalı kesin . Bu kablolarile sizden sonra gelecek olan öğrencilerde faydalanacak onlarda birşeyler yapacak. Bu malzemelerde tüyü bitmedik yetimin hakkı var. Ziyan etmemeye özen gösterin.Derdi.Öğrencilik yıllarımda Okul müdürümüzün bunu söylemesinin nedenini pek anlamamıştım belki ama yıllar sonra karşımda duran Patronum KOÇ gurubu olarak meslek liselerini finanse ettik deyince; atölye dersinde kullandığımız kablo ve malzemenin Koç gurubu tarafından alındığını , müdürümüzünde bunları en ekonomik şekilde tüketmemizi istediğini anlamıştım. Okuduğum SÖKE ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ nde atölye araç ve gereçlerimi finanse eden adam yıllar sonra bana kaptan olarak teknesinde işveren adamdı.
Evet :MESLEK LİSESİ MEMLEKET MESELESİYDİ. Yıllar önce okulumu finanse ederek destek olan bu adama ;Yıllar sonra bende ultra lüks yatını dünya denizlerinde dolaştırarak hizmet ediyordum.Hakkını ödeyebildim mi? Ödeyebilir miyim?.acaba.?

Okunma Sayısı: 262