MAĞLUBİYET VE ESARET: TRİKOPİS
22 Ağustos 2019, Perşembe 16:2630 Ağustos' a yaklaşmaktayız. Büyük zafer Türk' ün yıkılmayacağını dünyaya gösterirken; tüm milletlerin bağımsızlık aşklarını daha da palazlandırmıştır. 97 yıl öncesinde Anadolu' ya İngiltere, Fransa gibi hami devletlerinin cesaretlendirmesi ile giren Yunanlılar kendi milli heves ve gayelerini de ölüleri ile birlikte buraya gömerek kaçıp gitmişlerdi. Türkler savaşın bütün hilelerine ve tekniklerine vakıf bir milletti ve başlarında bu çağın en büyük lideri Mustafa Kemal vardı. Yunanlılara son darbe hiç anlamadıkları bir zamanda; ordu komutanları Türklerin bir perde olarak düzenlediği çay partilerinde Türklerin merkezdeki isyanlarla uğraştığını sanarak sarhoş oldukları bir zamanda telgraf hatlarının kesik olduğu bir ortamda indirilmiştir.İşte bu Yunan ordularının başında nispeten daha bilgili bir kumandan olan Trikopis vardı. Türklerin büyük kuvvetlerinin karşısında duramayacağını anlasa da ordusuna mücadele emri vermişti. Ancak içten içe Türklerin bu şaha kalkış döneminde onların karşısında duramayacağını da biliyordu. Dumlupınar onun esir düştüğü yer olacaktı. Esir olmadan önce yaverine kılıcını parçalatmış, muhabere alanındaki çemberi yarıp kaçmaya yeltenmişti. Ancak Türk ordularının azametinden ve kuvvetinden kaçamamış, Türk' ün esire bile gösterdiği merhameti tatmıştı. Esir alan birlik onu Garp cephesi komutanı İsmet( İnönü)' e götürmüş; o da Trikopis' i Mustafa Kemal' in huzuruna çıkarmıştı. Mustafa Kemal Trikopis' in de Yunana orduları başkomutanlığına atandığını ona orada tebliğ etti. Ki zaten telgraf ve çoğu haberleşme aracı kontrol altında olduğu için Trikopis bunu cephede öğrenememişti. Ve Mustafa Kemal Trikopis' e aynen şöyle demiştir:
“Üzülmeyiniz General, siz vazifenizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlup olmak da vardır. Napolyon da vaktiyle esir olmuştu. Size karşı büyük bir hürmet hissi besliyoruz. Burada kendinizi esir addetmemenizi rica ediyorum. Misafirimizsiniz. Yakında her şey düzelecektir. “
İşte Türk' ün merhameti ve azameti… Bu yalnızca askerlik okullarında okutulan bir konu olmaktan daha öte Türk' ün karakteridir. Esire muamelede zulüm olmaz.
Bu arada Trikopis Kayseri Talas yakınlarındaki bir esri kampına sevk edilmişti. Bu sevkten sonra Yunan ordularından geriye kalan birlikler birkaç gün içinde Anadolu' yu boşalttı. Mağlup kumandanın sezdiği yenilgi büyüyerek Yunan ordularının başına çökmüştü. Ancak bu yenilgi barış anlaşmasının hemen imzalanmasını olanaklı kılmadı. Trikopis bu esir kampında 1 seneye yakın kaldı ve hürmet gördü.
Nihayetinde barış muahedesindeki esir düzenlemesine göre memleketine dönebildi.
Yunan kumandan hep Türklere hakkını teslim etmiştir. Esir düştükten sonra İsmet İnönü ile Mustafa Kemal' in huzurunda konuşurken Türk topçularını övmüş Yunan ordusunun top sesinin bir saat içinde kesildiğinden bahsetmiştir.
Ne kadar Anadoluyu işgale başka devletlerin gazıyla gelse de Trikopis gerçekten iyi bir askermiş ancak Türk yurdunu savunan Türk askerlerinin karşısında hiçbir kuvvetin duramayacağını tecrübe etmek için bu savaşın içinde yer almak zorunda kaldı.
30 Ağustos Zafer Bayramı işte böyle yetenekli düşmanları mağlubiyete uğratıp esir aldığımız ve bu esaretlerinde hiçbir kötülük yapmadan memleketlerine sağ salim dönmelerini sağladığımız ve kendi başkanlarının bile diplomatik sahada aynımızda yer almasını sağladığımız için bayramdır.
Kutlu olsun!
Okunma Sayısı: 7643
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.