KNİDOS FENERİ’NİN ÖYKÜSÜ (1)
14 Ekim 2024, Pazartesi 00:05Datça yarımadasının son nefesini verdiği yer, en uç noktası... Cape Krio (Deve Boynu) burnu ve üzerinde, solda belli belirsiz görünen, 1931 yılında inşa edilen Knidos Feneri...
Değişik kaynaklardan faydalanarak ve işin içine kişisel anılarımı ve izlenimlerimi de katarak:
Knidos Feneri'ni ve Datça yarımadasının son nefesini verdiği, Cape Krio (Deve Boynu) yarımadasını; bu tehlikeli dönemeçte zaptedilmez akıntıların yuttuğu batıkların öyküsünü dilimin döndüğü, kalemimin elverdiği ölçüde anlatmaya çalışacağım.
Neler mi anlatacağım?
Mesela Jül Sezar’ın yakın dostu, Knidos’un aristokrat ailelerinden Artemidoros sülalesinden, yaşadığı dönemde Knidos’ta pek sevilip sayılan hayırsever kadın Lykaithion’un Cape Krio burnundaki mezarının ve heykelinin 1858 yılında burada kazı yapan Sir Charles Newton tarafından tesadüfen bulunuşunun öyküsünü anlatacağım.
1964 yılında, Reşadiye ilkokulu çocukları olarak taşlı tozlu yollardan düşe kalka ulaşabildiğimiz Knidos gezimizde, Knidos Feneri’ni ziyaretimizin öyküsünü anlatacağım.
Daha neler neler...
Şu Datçamızın belalısı Domuz Çukuru çiftliğinin öyküsünü hele bir neticelendirelim, sırada bu ilginç yerin öyküsü var...
Münasebetsiz yorumların muhatabı olmamak için tekrar tekrar hatırlatma gereğini duyuyorum:
Anlattıklarımın ve anlatacaklarımın hiçbir tarihsel, belgesel değeri yoktur...
Benimkisi meraklılarına; el yordamıyla yürünmüş Datçamızın zifiri karanlık tarih koridorlarında, sönük ışıklı bir el feneriyle sadece ışık tutmaya, yol göstermeye çalışmaktır.
Salıcanan (!) kalın.
Bekleyin...
11-10-2024
Okunma Sayısı: 125
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.