KARAKÖY VE KIZLAN BASKINLARI
18 Temmuz 2019, Perşembe 16:48Datça o yıllarda Rumların hüküm sürebildiği bir merkez idi. Çünkü ihmal edilmiş yapısı; korsanlıkla, yankesicilikle, yağmacılık ile geçinen Rumlara rahat hareket edebilme şansı tanıyordu. Türkler de Osmanlı devletinin himayesinden uzak kendi örgütlenmeleri ile hayatlarını sürdürebiliyorlardı. Rum ağaları Datça ve Betçe' de kendi sahalarını baskı ve zulüm ile oluşturmuş, bütün yaşam malzemelerini gasp ettikleri alanlarda rahatça tasarruf ediyorlardı. İç kesimlerde çoğunluk olarak yaşayan Türkler de kendilerinin alışkın olduğu ağalık sistemleri ile kıt kanaat geçiniyorlardı. Datça tarafında Farmakidis Yanni
ile Hristofuros ağalar Rum çapulcularından çeteler kurmuş, zorla kondukları çiftliklerinde bolluk ve bereket içinde yaşıyorlardı. Ha keza Betçe tarafında ise Karabıyık Rumu ile Şarlo Petromas Ağa yine kendi zenginlerinden Vasil İstadi ile birlik olmuş bölgenin gerçek sahipleri Türkler' i eziyor, onlara yaşama şansı vermiyordu.
O dönemde önemli bir geçim yolu olan kaçakçılık için ' nın Yunan adalarına olan yakınlığı ve kıyılarının coğrafi yapısı da dikkate alındığında burası bir üss görevi görüyordu. Ancak hem adaların Yunanlılarda olması hem de Osmanlı devletinin bu bölgeleri ihmal etmesi sebebiyle bu kaçakçılık işini Rumlar görüyor ve gittikçe semiriyorlardı. Datça' nın bu Yunan adalarına açılan kıyı köylerinde Rum nüfusu önüne geçilemez şekilde artıyor ve Türklerin nüfusunu geçmiş bulunuyordu.
Daha iç kesimlerde yer alan Karaköy, Kızlan, Hızırşah gibi köylerde Türkler nüfuslarını korusalar da bu Yunan zulmünü hissediyorlar, Yunan komşularından çekinir hale geliyorlardı.
İşte böyle bir ortamda iyice azıtan ve diğer devletler tarafından şımartılan Yunanistan' ın arkalarında olduğu inancı ile Türk bölgelerine bu Rum ahali göz dikmeye başlamıştı. Hedef Karaköy ve Kızlan idi.
KARAKÖY BASKINI VE SABİT EFE
Karaköy' de hakim olan ağalık sistemi ile Türk ahali nispeten daha iyi şartlarda yaşıyordu. Ancak Rumlar bunu içlerine sindirmemiş olacak ki büyük bir baskın planladılar. Bu baskında akla gelebileceği gibi büyük kesimleri kıyıma uğratmak değildi amaç ve ne kadar güçlü olsalar da ona cesaret edemezlerdi. Sadece önde gelen isimlere verilecek zarar ile halkın gözünü korkutmak istiyorlardı. O yüzden köyün ileri gelenlerinden Sabit Efe kaçırılıp öldürülecekti. Bununla da kalmayan Rum çapulcuları hırslarını alamayıp Sabit Efe' nin naaşını parça parça edip köye yolladılar. Rumların planı önde gelen bu isimden hem intikam almak hem de TÜRK halkı korkutup sindirmekti. Lakin durum böyle olmadı. Türklerin binlerce yıldır uyguladığı ağalık/ boy beyliği sistemi devreye girdi ve ne kadar Rum ağalar kadar zengin olamasa da o bölgenin ağaları toplanıp Rumlara karşı daha güçlü bir örgütlenmeye gidilmesi gerektiğini kararlaştırdılar. Bu ağaların arasında ileriki yıllarda Reşadiye Kuvva-ı Milliyesi' nın finansörü, Milli Mücadele' ye 500 lira ile havalideki en büyük yardımı yapan Karaköy' ün ağası Hasan Ağa (1870- 1958)da vardı.
KIZLAN BASKINI VE RUM ÇETELERİN SAPIKLIĞI
Kızlan da Datça' nın iç kesimlerinde yer aldığı ve topraklarının bereketi nedeniyle Türk ahalinin rahat yaşadığı bir yerdi. Bunu içine sindiremeyen Rum çeteler Türklerin namuslarına gözlerini dikmişti. Büyük bir plan yapıp kitlesel bir hareke gidemeyecekleri belli olan Rum çeteler bir Türk kızını kaçırmıştı. Papazların da suç ortağı olduğu bu terörist eylem Türk ahalide büyük yankı uyandırdı. Bu hareket tüm Türklerin namusuna tasallut etmekti. Sonradan duyuldu ki Reşadiye Manastırında bu Türk kızı önce tecavüz edilmiş sonra da Rum papazının da katıldığı bir tören ile kesilmiş adeta sapkın bir şekilde Tanrı' ya kurban edilmişti.(!)
İşte bu olaylar zaten dayanma güçlerinin sınırında olan Türklerin sabrını taşırmış, bütün güç sahipleri toparlanmış ve bölgesel bir örgüt kurmuşlardı. Artık bu şımarık Rum çetelerine gün yüzü gösterilmeyecekti. Ata yurdundan dağları, bentleri aşarak getirdikleri ölümü Rumlara göstermenin zamanıydı. Türkler yeniden Tanrı' nın kırbacı olduklarını hatırlamışlardı.
(KAYNAK: Ünal TÜRKEŞ, Kurtuluş Savaşında Muğla,1973)
Okunma Sayısı: 9576
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.