LAÇİNNN
s
Muğla
02 Nisan, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    37.97
  • EURO
    41.16
  • ALTIN
    3822.9
  • BIST
    9.659
  • BTC
    83040.805$

Eski sabahlığımın efendisi iken yenisinin kölesi oldum…

08 Aralık 2024, Pazar 09:01

 ‘’Ağlamıyorum, iç çekmiyorum ama her an şunu söylüyorum: Sıradan bir malzemeyi kırmızıya boyayarak fiyat biçme sanatını icat edene lanet olsun. Saygı duyduğum değerli giysiye lanet olsun. Eski, mütevazi, rahat günlük paçavram nerede? Dostlarım, eski arkadaşlarınıza sahip çıkın.  Dostlarım, zenginliğin dokunuşundan korkun.  Örneğimin size bir ders vermesine izin verin.  Zenginliğin engelleri vardır. Yoksulluğun kendi özgürlükleri vardır”  (Denis Diderot Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık )
Hemen yanlış anlamayın ‘fakirler cennete 500 sene önce girer’ gibi bir şey değil bu; Denis Diderot’a bunları yazdıran olay şöyle:
 Çok fazla borcu olan ünlü filozof Denis Diderot, Rus İmparatoriçesi Katerina’nın kütüphanesini satın alması ile bir servete sahip olmuştur. Borçlarını ödeyen ve rahat bir yaşam süren Diderot’a bir arkadaşı kadife bir sabahlık hediye eder. Filozof üzerinden hiç çıkarmadığı sabahlığıyla çok mutludur. Birden bire yeni ve gösterişli sabahlığı ile çalışma masasının hiç uyuşmadığını düşünür. Hemen gösterişli bir çalışma masası alır. Artık sabahlık ve çalışma masası uyumludur. Sonra sabahlığa ve çalışma masasına uymayan eski halı, koltuklar, sandalyeler, dolaplar, duvar resimleri, duvar halısı, oda süslemeleri ve nihayetinde evin bütün eşyalarını değiştirir.  Her şey sabahlığının görkemine yakışır hale geldiğinde ise serveti tükenmiş ve başladığı noktaya dönmüştür. Diderot, bu olayların ardından şu meşhur sözleri söyler: “Eski sabahlığımın efendisi iken yenisinin kölesi oldum.” İşte bu yüzden her satın alma kararının yenisini tetikleyerek başka bir şeyin daha satın alınmasına yol açtığı tüketim çılgınlığına “Diderot Etkisi” denmektedir.  (Denis Diderot 1713-1784, Fransız yazar ve filozof. Aydınlanma Çağı'nın en önemli kişiliklerinden biri. Yazdıkları ve felsefesi Fransız Devrimi'ni hazırlamıştır. Yeni felsefi ve bilimsel düşünceleri ve bilgileri Avrupa ölçeğinde yayma amacıyla tasarlanan ünlü Ansiklopedi'nin baş editörü)
Özellikle pandemi  döneminde Covid 19 virüsünden kaçarken yakalandığımız bu amansız virüs, önceleri hayatı kolaylaştıran, zorunlu ihtiyaçları evden çıkmadan kapıya getiren iki tarafı da mutlu eden ticari bir faaliyetti. Her şey gibi pandemi da bitti ama geride sayısız alışveriş bağımlısı ile kontrolsüz bir tüketici kitlesi bıraktı. Kurulan pazarlama sistemi çok cazip ve işlevseldi. İstediğiniz her şey çok kısa sürede ayağınıza gelir ve bunun için internet veya bir telefon yeterli olur. Kredi kartın yoksa kapıda öde-Havale yap- üç ay sonra öde-beğenmediysen iade et- yeter ki al…
İnsanların biraz da mecburen alışveriş yaptığı bu sitelerin en yüksek ciroları elde ettiği pandemi dönemini saymazsak, bilinçsiz tüketici üretmenin tek suçlusunun alışveriş siteleri olduğunu elbette söyleyemeyiz. Toplumca tanınan, sevilen ya da şaşalı yaşamları gözler önüne serilen bazı isimlerin kullandığı telefon, ayakkabı ve hatta tuvalet kâğıdının bile bir statü gibi algılanmasını sağlayan reklamları da atlamamak gerekiyor. Ancak ne yazık ki; profesyonel manipülasyonla gerçekleşen bu kontrolsüz tüketim, eğitim ve ekonomik durumu zayıf olanlar üzerinde daha hızlı sonuç veriyor. Ekonomik durumu iyi olanların boşa, gereksiz ya da ihtiyaç dışı alışverişlerinden doğan maddi zararları telafi etmeleri hiç de zor olmazken, bir şekilde reklamın büyüsüne kapılıp gereksiz alışveriş yapanlarda oluşturduğu tahribat hep daha fazla olmuştur.
Yüksek gelirli bir tüketici yeni bir eşyayı, mevcut olanların tamamlayıcısı olarak satın alırken, aynı eşyayı alan daha az gelirli tüketici ise satın alınan eşya ile statü kazanma eğilimi gösterir ve uyumlu bütün oluşturabilmek için yeni bir tüketim sarmalına girmekten kurtulamaz. Buna da “Diderot Bütünlüğü” denir. Bu bütünlük, her alışverişin birbirini tetiklediğini ifade eden davranış sistemini anlatır. Tüketici psikolojisi ve tüketim bağımlılığına dair ortaya çıkardıkları ile bireylerin nasıl bir tüketim uçurumuna sürüklendiğini ifade eden Diderot, Yeni bir şeye sahip olmanın anlık ve geçici mutluluğundansa, sahip olunanların değerini bilip daha kalıcı mutluluklara yönelmeyi tavsiye eder.  


Okunma Sayısı: 797

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.