LAÇİNNN
s
Muğla
20 Kasım, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    28.59
  • EURO
    30.52
  • ALTIN
    1783.9
  • BIST
    7768.17
  • BTC
    36743.46$

DUT YEMİŞ BÜLBÜLE DÖNMEK Mİ?

23 Kasım 2021, Salı 11:43
Bülbül gibi şakımak mı?
Anadolu topraklarında, tüm hikayelerde, şarkılarda, türkülerde, anlatılarda iki kuş vardır, Hem hüznün, hem neşenin sembolüdürler.
Biri turnadır.
Turna, aynı zamanda kutsal bir kuştur. Alevi-Bektaşi geleneğinde dokunulmazdır. Av kuşu değildir. Turnaya dokunan yanar! 
Turna kuşunu bir başka yazıda anlatacağım.
Şimdi bülbülden söz etmek istiyorum.
Öyle bir kuştur ki, hem dertlerimizin ortağı, hem neşelerimizin.
Birkaç örnek vermek gerekirse;
-Dut yemiş bülbüle dönmek,
-Çile bülbülüm çile
-Bülbülün çektiği dili belasıdır.
-Bülbül gibi şakımak!
Şu örneği vermeden geçmeyelim; Mustafa Kemal Atatürk'ün en çok sevdiği türkülerden biridir şu bülbül türküsü:
-Bülbülüm altın kafeste, çeker aheste aheste…
Bir küçük anımsatma ile yazımıza devam edelim; hani hep bülbül-gül ilişkisi anlatılır ya…Oradaki GÜL  sadece bir çiçek değildir. Bülbül tüm çiçeklere aşıktır. Yani Gülistanı sever…
Peki bu "Dut Yemiş Bülbül Ne ola ki?"
Bu konuda söylentiler değişik. İşte onlar;
"Bülbül ötebilmek için kendini kasması gerekmektedir. Dut yediğindeyse cırcır(ishal, sürgün) olur ve her kastığında malum durum meydana gelir. Bülbül de daha fazla helak olmamak için susar…
Olayın bir başka boyutu daha varmış.Bunu da tarihçilerden aktaralım:
BÜLBÜLLER İÇER…
Buldular mı dolu dolu içerler.Kafayı çekene kadar…
Bunu tarihçi Reşat Ekrem Koçu'nun annesi Zağra'lı Hacı Fatma Hanım saptamıştır.
Bunun içinde bülbülleri günlerce Göztepe'deki(İstanbul) evinin bahçesinde, dürbünüyle gözlemiştir. Fatma Hanım gözlemlerini şöyle dile getirir:
"Bir bülbül ala sabah, söz gelişi bir vişne ağacına gelip konar. Yirmi otuz kadar vişneyi gagasıyla deştikten sonra çekip gider. (Bu, vişne yerine kiraz da olabilir.O.K) 
Akşam, yine gelir. Vişnenin kuş gagasıyla deşilen yerinde meyve suyu mayalanmış, bir likör ya da şarap olmuştur(Bülbül için…)
Kuş, akşamın "garipler sersemliği " denilen bu son saatinde bir iki vişneden kendi elceğiziyle hazırlanmış içkinin ilk yudumlarını içince bir silkinir, birkaç külhani ıslık öttürür. 
Kadehler beşi, altıyı buldu mu nağmeler uzar.
Ortalık iyice karardığı için küçük esmer kuş göze görünmez ama sesi ağaçtatıdr. Belki de içkiyi sürdürmektedir.
Artık tan sökünceye kadar gelsin gazeller, şarkılar, feryatlar…
Bu öyküyü okuyunca dut zamanı bülbül sesini aramaya başladım. İnanın yok oluyorlar…Siz de deneyin!

Okunma Sayısı: 2798

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.