DÜNYAMIZ ISINIRKEN
11 Şubat 2022, Cuma 11:32karbon artışının yarattığı sorunlar gündem olurken, yarattığı olumsuz koşulların dünyamız / bizler üzerinde etkileri konusunda çeşitli tezler ve çözümler üretilmekte. Konuya dikkat çekmek isteyen uzmanlarda ,yazıyorlar ve söylüyorlar. Anlayabilenlere /anlamak isteyenlere ulaşabiliyorlar mı bilmem ama, pek çok ülke konuyu önemseyerek ,Paris de toplanarak konu hakkında kafa yormaya başladı bile.Mutabakat sağlanan bildiriyi ülkemizde imzalandı. İşte burada ANCAK demeden geçemeyeceğim. Dünyamız için (insanıyla doğasıyla) üzerinde fikir birliği sağlanan konularda ,ülkemizde ne yapıyoruz/ne yapabiliyoruz.?
Dünyamız ,yaşayan tüm varlıkları ile bir denge üzerine kurulmuş- yaratılmış. Bizler bu dengeyi kendi egomuz için bozduğumuz zaman, geçici bir kazanım sağlamış olsak da, kullandığımız antibiyotik ilaçların yan tesirlerini gibi, tarımsal ilaçların-tohumların zararlı etkilerini artık doğada gözümüzle görmeye başladık. Organik/doğaya dönüş çabaları için harcadığımız bunca çaba yerine, dünyamızda hakkımız kadarını neden kabullenemeyiz. Bunu ısınmadan tutunda ,tüm hayat alanımıza yayabiliriz .
Dünyamızda ve ülkemizde gıda en önemli konulardan biri. Kuraklaşan ülkemizde ,artık dünyadan gıda ithal eden bir ülke durumuna geldik.Yenilenebilir YEŞİL ENERJİ yerine ,karbon salınımını tercih eden teknolojileri öneren kapital dünyasının önerilerine kapıldık gittik. Kömür ithal ederek ,bundan elektrik üretme tercihimize ,bir türlü neden bulamıyorum. Hele doğal gaz: apayrı trajedi. Tüm bunların acısını son yıllarda hep birlikte hissetmiyor muyuz.?
Karbon salınımının arttığı -artmakta olduğu dünyamızda bir iki derecelik ısınmanın yarattığı etkiyi, kuraklaşma sonucu ,beslenmede yarattığı tehlikeyi ,elimizdeki para ile savuşturmamız mümkün mü. Tüm bunların sebebi biz değil miyiz. ?
Gelelim DATÇAMIZA.
Defalarca yazıp söylediğim gibi, ilçemizde bu yapılaşma çılgınlığı sürdükçe ,hovarda kullanma ve artan nüfus nedeni ile SU en büyük sorunumuz olacak.Yarım adamızda denize zeminden denize ulaşan su kaynaklarından yeterince faydalanmadan, toprak altında binlerce yıl önce oluşmuş (Akifer) su rezervlerinin kullanılmasını ,ben bir mirasyediye benzetiyorum.Unutmayalım :HAZIRA DAĞ DAYANIR MI.?
Sahi ,yarım adamız üzerindeki bu RÜZGAR SANTRALLERİNİN Datça ya bıraktığı ne ola ki.?
Güneşten enerji kazanımı apayrı bir konu olsa da, ben odunsu atıklardan üretilen ve evlerde ısınmada kullanılmaya başlanan PELET konusunu ,ayrı bir konu başlığında ,sayın YEREL YÖNETİMİNİZİN dikkat ve ilgisine sunmaya çalışacağım.
HAMMADDE YERLİ,ÇEVRECİ,TÜKETİM İHTİYAÇ YERLİ,İSTİHDAM VE ÇEVRE TEMİZLİĞİ DE SAĞLIYORSA.. BUNA NE DEMELİ....
Sağlıcakla....
Okunma Sayısı: 4596
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.