DATÇAMIZIN İNCİLERİ...
24 Haziran 2024, Pazartesi 18:29Çitlembik-Menengiç... Meni şöyle böyle faydalı bir bitki mi gardı buu? Eskilerin anlattıklarına göre her derde deva... İştah açıcı, idrar söktürücü, romatizmal ağrılara, cilt hastalıklarına, kapanmayan yaralara birebir. Yalnız nasıl kullanılacağını bilmek lazım. Uzun kış gecelerinde ninelerimiz, palamut odunuyla harlanmış ocakta bir güzel kavurup bir de kahvesini yaparlardı ki... Napmalı Arabın, Amerikanın gavesini... Çitlembik gavesi varkene. Una buna özenirkene kendi gıymatlı, lezzetli gavelerimizi, ada çaylarımızı, narpız çaylarımızı, dağ çaylarımızı yabanlara götüdük! Ahh, şu batı kompleksimiz... Kendi kültürümüzü, değerlerimizi aşağılamamız... Hor görmemiz... Türk kahvesi varken... Amerikan kahvesi içirtiyor ya bize... Helal olsun kapitalizme... Her neyse, derin konular... Efendim, bizim çitlembikin hünerleri yenilir yutulur gibi değil. Yine eskilerden duyduğumuza ve gördüğümüze göre... Çitlembik ağacının gövdesinden elde edilen yapışkan akma-sakızı hünerli, işveli ninelerimiz ağda olarak kullanırlarmış. Bu saydıklarımız, faydalarının onda biri bile değil. Datça doğasının vazgeçilmez süslerinden, renklerinden biri olan çitlembik ağacımızın bir keli bir de kertisi var. Dağlarda çalı gibi, maki gibi olanlar keli ve meyveleri daha yumuşak ve lezzetliymiş. Datçamızın dağlarında, her nasılsa bu güne kadar varlığını sürdürebilmiş, bizim "geyik" dediğimiz yabani dağ keçileri bu türün yani kelinin yabanisinin taze filizlerine bayılıyorlarmış. Bu nedenle Sındı köyümüzde keline "Geyik menişi" derler. Dedelerimiz hatta ninelerimiz kelinin taze dallarının kabuklarını bıçakla çakıyla dırıyıp, güneşte 5-6 saat bekletip ince kağıtlara sararak sigarasını yapar, bir güzel içerlermiş. Dünyanın en keyifli sigarasıymış. Belki kafa da bulduruyordur... Kim bilir...
Okunma Sayısı: 140
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.