Datça Turizm Müdürü'nden Anılar(2)
04 Mart 2024, Pazartesi 18:47Datça'da Şubat ayında geçirdiğim gecenin sabahında, biraz serin hava olsa da Münih'in eksi 15-20 derecesinden gelen biri olarak benim için sıcak bir gün başlangıcıydı. Gece yağmur yağmış olmalı ki, güneşin parıltısı her tarafta görülüyordu. En yakın kıyıya indiğimde denizin maviliği ile yıllar sonra yeniden bu kadar yakın olmak hoştu.
Ambarcı caddesindeki pastanede kahvaltıdan sonra, Turizm Müdürlüğü'nde Kaymakamlıktan randevu alıp Kaymakam Hüseyin Ergi'yi ziyaret etmek, Turizm Müdürlüğündeki mesai arkadaşlarımla tanışma, Datça ve Turizm hakkında ilk bilgileri almakla geçen bir günün ardından sahilde ve şehirde yürüyüşe çıkıyordum.
Turizm Danışma Müdürlüğü, Hükümet konağının giriş katında biri depo, 3 oda da çalışmalarını yürütüyordu. Beni ilk gün karşılayan Şener Batırlı'dan sonra, enformasyon memuru arkadaşlar Şehri Kemiksiz, Sevil Karacan ile Güler Çimen'den bilgi alıyordum. Şehirdeki yatak kapasitesinin Öğretmen evi kamping (turaş)ın, Club Datça, Mare Otel, Villa Datça, Elit Hotel, Okey Otel ile küçük otel ve pansiyonlardakinden oluştuğunu öğreniyordum. Ama yatak kapasitesinden fazla yazlık konut olduğunu öğreniyordum. Datça'da var olan 2 acente Knidos ve Seher Tour kışın kapalıymış
.
Limana kadar inen Atatürk caddesi Ambarcı caddesi, PTT 'nin yanından yukarıya giden sokaklar, Atatürk Caddesine paralel uzanan sokaklar .. Çoğu kapalı pansiyon ve restoranlar dikkat çekiyordu. Foto Fevzi'nin akşamları restoranların kapalı olduğunu söylediğini hatırlayıp, Korsan'ın lokantasına doğru giderken Ambarcı caddesinde Seher Tour Acentesinin levhasını görüyorum. Korsan restorana gidip, sahibi Adem ustayla sohbet ediyorum. Datça'yla ilgili bilgiler aldığım Datça'nın en eski işletmecisinden biri karşımdaydı. Yıllar önce Cumhurbaşkanımız Cevdet Sunay'ın Datça'yı ziyaretlerinde garson olarak hizmet ettiğini anlatıyor, Korsan. “Ama diyor, heyecandan mı oldu bilmiyorum, tepsideki ayranla dolu bardak Cevdet Sunay'ın üzerine döküldüğünü” anlatıyordu, o zamanki heyecanı duyarak. 'Burada turizm sezonu en fazla 45 gün sürer, sonra herkes biz bize kalır' diyor. Kumluk kafe ve Dut Dibi levhaları dikkatimi çekmişti. Kumluk plajı olduğunu sonradan öğrenecektim.
İki katlı binaların arasında denizin dibinde çok katlı bir bina yükseldiğini fark etmiştim, Öğretmen evi imiş.
Birkaç gün sonra, Foto Fevzi'nin küçük pansiyonundan ayrılma zamanı gelmişti. İlkokulun önünden yürüyerek Öğretmen evine gidip orada kalma günlerini başlatmıştım. Tokcan Pansiyon, pide ve ev yemekleri ile öğleyin uğradığım İmren lokantası da buradaydı. Öğretmen evinin altında köy ürünleri satan bir dükkan da vardı. Hemen yanında, deniz kıyısında Kafe Melisa'da denizdeki balıkları seyrederek çay yudumlanın zevkini tadıyordum, hele bir de tosttan bir parça denize atınca balıkların sayısı artıyordu. Sonraları Turgut Bey'in ailece işlettiği 'Melisa'nın sevilen bir buluşma yeri olduğunu öğrenecektim. Domatesli, kaşarlı tost ve çay lezzetliydi, Melisa'nın salaş ama balıkların dansını seyrettiren ortamında.
Öğretmen evinin otel konforunda konakladığım günlerde, bir yanda Datça'yı tanımak için büro da yapılmış çalışmaları inceliyor, bir yandan da ev yaşamına geçmek için kiralık ev arayışlarını da sürdürüyordum. Ev sayısı çok fazlaydı, ama kiralık konut yoktu. Bir ev görmeye gitmiş, tamam tutmak istediğimi söylediğimde, ev sahibi evli olup olmadığımı sormuş, bekar olduğumu öğrendiğinde, cevap olumsuz olmuştu.1975 yılında başlayan Ankara'daki, öğrencilik ve memuriyet günlerimde bekara ev verilmediği günler aklıma geliyordu, 1997 yılının Datça'sında…
(SÜRECEK)
Okunma Sayısı: 480
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.