Datça Turizm Müdürü'nden Anılar (4) DATÇA'DA YÜRÜMEK
21 Mart 2024, Perşembe 18:591997 yılının Şubat ayının son günlerinde büroda çalışırken, Seher Turizmin sahibi Serdar Uslu ziyaretime gelmiş, tanışmıştık. Kendi adını taşıyan teknesi için bağlantıları yapmak için gittiği İngiltere'den yeni dönmüş. Datça'nın tanıtımı için önce Datça'yı tanımak gerekli olduğunu söyleyince, her türlü yardım ve desteği hazır olduğunu söylemiş, sevinmiştim. Akşam yemeğinde buluşmaya karar verdik.Akşam, Eski Datça'da bir lokantaya gitmiş, masaya oturmuştuk. Masaya sipariş almak için gelen kişiyle tanıştırdı, Serdar beni. Eski Datça'nın Muhtarı Orhan'dı karşımdaki. Tanışma faslından sonra, ilk sorusu 'büyük mü, küçük mü ' diye sormuş, Serdar bana bakmış, ben' bir kadeh kırmızı şarap istiyorum' cevabını verince,' Müdür Bey rakı içmeyecekseniz niye geldiniz Datça'ya 'sorusunu soruşunu unutmuyorum. Serdar 'Rakıyı 35'lik getir, sonra bakarız' demişti. Ben de şaraptan vazgeçmiş, Datça'nın rakılı Akşamlarıyla tanışmıştım.Serdar ile tanıştıktan sonra Datça için bir şeyler yapılmasını düşünen gençler ile tanışmak ve turizm için yapılacaklar konusunda akşamları açık olan lokantalarda bir araya gelip sohbetler etmeye başlamıştık. Datça'nın köyleri ve koylarında gezilere çıkıyorduk. Knidos ören yerine giderken Yaka Köyü, Cumalı Köyü, Yazı Köyü, Belen'de köy yollarından başka patika yollar dikkatimi çekmişti. Köy kahvelerinde yaptığımız sohbetlerde, köylülerin burada eşek yolu olarak adlandırdıkları patikalardan, koylara, komşu köylere, kısaca her yere yürünebildiğini öğrenince, “biz de yürüyelim, buralarda kışın yürüyüş yapılabilir, yerli ve yabancı turistler için alternatif yaratırız” şeklinde öneride bulundum, Serdar'a.
Bu düşüncemize, Tunç Pansiyon sahibi Metin Tunç, Kafeterya işletmecisi Kurtuluş, Tekneci Barış, Faruk, Hamdi, teknelerde aşçılık yapan Ural ve ikna edebildiğimiz Datçalı gençler ile Datça'yı mesken tutmuşlardan Ferda, Hamit, Hatice, Fatma, Tayfun ve gazeteci Yalçın Uysal'ı ikna etmekle işe koyulduk.Amacımız, Datça'ya tatile gelenlerin, kumsalda güneşlenmekten sıkılmaları halinde mayolarını sırt çantalarına koyup, koylar ve köyler arasında doğa yürüyüşü yapmaları ve bisiklet sürmelerini sağlamak için eşek yolu ya da keçi yolu olarak kullanılmış olan patika yolları keşfetmek, fotoğraf çekmekti.
Hafta sonları yola çıkanlarla grup oluşturup, arabalara doluşup, belirlediğimiz köylere gitmiştik. Köy muhtarları ve patika yolları bilenlerin katılımıyla gruba katılanların sayısı daha da artıyor, bazen de çaktırmadan arkadan sıvışanlar nedeniyle azalıyordu. Bir köy kahvesinde biten yürüyüş sonunda 'sıvışanlar' kendilerini belli ederlerdi, herkes düşüncelerini anlatırken.
Datça'nın Betçesi'ndeki Mesudiye, Yazı, Sındı, Cumalı, Yaka köyleri ile Hızırşah, Karaköy, Kızlan, Emecik köyleri ve koyları arasındaki patikaları keşfetmek için çıktığımız yürüyüşlerin birinde yönümüzü kaybedince, grup bir dağılmıştı. Sonra yolumuzu bulmuştukHızırşah'tan Kızılbük ve Hayıt bükü yürüyüşünde kayboluşumuza bayağı gülmüştük verdiğimiz molada. Binek hayvanları bulabildiğimiz doğa yürüyüşleri, atlı-eşekli doğa yürüyüşü haline geliyordu.
Datça Kaymakamlığı, Turizm Haftası'nın 15 Nisan 1997 yılı etkinlik programına “Akdeniz'den Ege'ye Doğa Yürüyüşü” adıyla Datça merkezden, Burgaz, Kızlan değirmenleri, Kızlan köyü, Ege denizi tarafındaki Gereme koyuna uzanan 8 km'lik yürüyüşü almıştık. Güzergahlar arasında, herkesin kaybolmadan rahatlıkla yürüyebileceği, bisikletle gidebileceği bir güzargah, Datça Merkez, Sevgi Yolu, Burgaz, Yel değirmenleri, Kızlan ve Ege kıyısındaki gereme Koyu Güzergahı. Bu, Turizm Bakanlığınca kabul edilip çalışması yapılan Datça'da 'Doğa Yürüyüş ve Bisiklet Tur Güzergahları' Projesi'nin ilk adımı olmuştu. (SÜRECEK)
Okunma Sayısı: 431
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.