Datça Turizm Müdürü'nden Anılar (3)
18 Mart 2024, Pazartesi 17:25Datça'da, Öğretmen evinde ısınma problemi ortaya çıkınca, uzun kış günlerinde problem olmaya başlamıştı. Kiralık ev bulma problemini çözmeye, çalışma arkadaşlarım yanında tanıştığım turizmci arkadaşlar da yardımcı olmaya çalışıyordu.
Münih'ten getirdiğim aracın gümrükteki işlemleri zaman alınca, araçsız Datça merkezini tanıyabilmiş, Cumhuriyet Meydanında Belediye Başkanı Mustafa Soytok'u ziyaret etmiş, Datça turizmi konusunda sohbet etmiş , Belediyenin bastırdığı Datça kitabını almıştım .Otellerin durumu, konaklama ve liman ve tekne gezileri, mavi turlarla ilgi bilgiler derlemiştim.
Bir zamanların Denizcilik İşletmelerinin ünlü İzmir- İskenderun arasında çalışan feribotunun Datça'ya da uğradığı, Datçalıların feribottan gelenlerden kazandıkları ile ticaret yapmak için İzmir'e gitmelerinde feribotu kullanmalarından belirli yaşın üstündeki Datçalıdan çoğunun bahsetmesi, deniz yolunun öneminin büyüklüğünü vazgeçilmezliğini gösteriyordu.
Nihayet, arabanın gümrük işlemleri zamanı gelince, Ankara'ya gitmiş, dönüşte, Dolmuşla her virajda bir sağa bir sola savrularak geldiğim Datça yollarında bu kez direksiyon sallayacaktım. Yağmurlu bir akşamda, Marmaris'te Datça yoluna girmeden önce benzin almak için petrol istasyonuna girmiştim. Pompacı 06 plakasını görünce nereye gittiğimi sormuş, Datça cevabını verince 'Abi ne işin var Datça'da, yolu çok kötü, Marmaris'te kal' deyişini unutmuyorum. Pompacıya Datça'nın Turizm Müdürü olduğumu söylememiş, 'gitmem gerekli' diyerek yeniden yola çıkmıştım. Dolambaçlı dar yolda ilerlerken, arabanın hızının 20-30 km'ye düştüğü oluyordu. Emecik köyünü geçip Karaincir mevkiine geldiğimde yol düzleşmiş, Datça uzaktan göründüğünde rahatlamıştım.70 km'lik yolu 2,5 saatte bitirdiğimde, pompacının sözlerini düşünmeden edemedim.
Artık, Datça'nın çevresini tanımaya başlayabilirdim. Elimde Belediye Başkanı Mustafa Soytok'un hazırlatıp bastırdığı rehber kitapçık, ile fotoğraflardaki yerleri görebilme imkanı sağlayacaktı motorize olmak. Köylerine, koylarına bitmeyen gezilerin ilkine çıkmıştım. Knidos ören yerine kadar uzanan 3o km yol üzerinde her dolambaçta, bükte farklı bir manzaraya sahip oluyordum. Yaka köyünü, geçip yazı köyüne ulaşınca bir kahve önünde Yazı Köyü Muhtarı Cengiz Ayaydın, ile önünde buluşup, Knidos'a doğru devam etmiştik. Kahve hanenin yanında berber dükkanında bir kadının usturasıyla birinin sakalını tıraş ettiği dikkatimi çekmişti.
Knidos'un ayakta kalan sütunları, mermerli caddeleri, 2 limanını, tapınakları, tiyatrosunu görüp, bekçi evinde çay eşliğinde, görevliler Salih Bora ve Kamil Kadir Ersoy Karakaş ,Hüseyin Doğu Topuz ile tanışmış, sohbet ederken 10 yılı bulan Mersin, Adana, Karatepe, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde geçirdiğim müzecilik anılarımı yaşamıştım.
Günlerin kısa olması, başka bir günde daha uzun bir gezi yapmaya karar verip, Datça'ya dönüşte yazı köyünden geçerken, yavaşlayıp berber dükkanına göz atmadan geçemedim. Erkek berberinde kadını bu kez elinde makası ve tarağı ile saç keserken görüyordum. Münih' Bavyeralı kadın berberin yaptığı saç tıraşı sonunda,'6 hafta idare eder ' deyişini ve her 6 hafta da bir koltuğa oturuşumu hatırladım.
(SÜRECEK)
Okunma Sayısı: 279
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.