CUMHURİYET KURULURKENTÜRK MEDENİ KANUNU VE LAİKLİK…
05 Ekim 2023, Perşembe 17:45
Lozan Barış Antlaşması kapitülasyonlara son vermiştir. Ancak, antlaşmanın 42. Maddesi, Türkiye'yi bölmek isteyen bir maddedir. Şöyle ki;
“…Türkiye'de yaşayan ve Müslüman olmayan azınlıkların aile ya da kişi haklarını korumalarına, geleneklerine göre sürdürmelerine olanak tanımaktadır.
Bu maddeyi istemelerinin nedenini şöyle açıklıyorlardı;
-Türkiye laik bir devlet değildir…
Gerçekten Türkiye o günlerde laik değildir. Laik olmadığı için de, hukuk birliği yoktur. Örnek vermek istiyorsak, bir Müslüman imam nikahı yaptırıyorsa, bir gayrı Müslim de, kilise de, papaza nikah kıydırabiliyordu. İşte bunlar, kapitülasyonların devamına neden olmuştur.
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti kararlıdır. Laik bir hukuk devletini inşa etmek istemektedir. 1925 yılında bunun için önemli komisyonlar kurulur. Çağdaş dünyanın tanıyıp, benimsediği bazı yasa ve kuralları Türkçe'ye çevirip incelemektedir.
İşte bu yasalardan biri de Türk Medeni Kanunu'dur. İsviçre Yayası esas alınır. Çünkü Avrupa'nın en genç demokratik ve halkçı yasasıdır. İlgili komisyon eylül ayında kurulur ve çalışmalarına başlar. Çalışma daha bir yılını doldurmadan ulus devlete yürüyüşün ilk adımı atılır.
8 Ekim 1925 yılında İstanbul'daki Musevi ruhani başkanları toplanır. Lozan Antlaşmasında kendilerini koruyan ilgili hükümlerden faydalanmak istemediklerini, vazgeçtiklerini , Adalet Bakanı Mahmut Esat bozkurt'a sunarlar. Devamı da gelir.
23 Ekim 1925'te Protestan azınlık önderleri yaptıkları toplantı sonrasında Lozan7ın kendilerine verdikleri haklardan vazgeçtiklerini bildirirler. Dilekçelerinde;
-Cumhuriyeti yücelten, Cumhuriyet'le mesut bir dönem açıldığını, hukukun dinden arındırıldığını, Türk yurttaşları ile kendilerini eşit haklar tanıdığını belirtirler.
O yıl Türk-Yunan gerginliği vardır. Doğu'da Musul sorunu, öteki taraftan, Patrikhane, sonra Türk-Rum değişimi sorunu Türk-Yunan ilişkilerini germiştir. Ama Türkiye'de yaşayan Ortodoks Rum vatandaşlarımız 27 kasım 1925'te birlik mesajı yayınlamışlardır.
· TBMM 17 Şubat 1926'da Türk Medeni Yasasını görüşür ve oybirliği ile kabul eder.
· 19 nisan 1926'da ise Katolik Ermeni vatandaşlarımız toplanırlar. Onlar da Türk toplumu içinde Türk yasalarıyla yaşamak istediklerini dillendirirler.
Laik olduğundan, tüm yurttaşlar için eşit haklar dizgesi oluşturan Türk Medeni Yasası 1924 Anayasası'nın yurttaşlık tanımını da uygulamaya döker; Türkiye halkına din ve ırk farkı olmaksızın, yurttaşlık itibari ile Türk denir…
Mahmut Esat Bozkurt 21 Mayıs 1926 da basına verdiği demeçte şöyle der;
“ Bakanlığımız saltanat devrinden kalan böyle değersiz bir geleneğin nihayete ermesini ve devlet kanunlarında birliğin tesis etmiş olmasını memnuniyetle kaydeder……”
Özet olarak; eğer Türk Medeni Yasası olmasaydı laiklik; laiklik olmasaydı birliğimiz sağlanamazdı…
Okunma Sayısı: 393
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.