CUMHURİYET KURULURKEN MUSTAFA NECATİ (En Büyük Eğitim Devrimcisi)
19 Ekim 2023, Perşembe 16:24Mustafa Necati, daha 25 yaşındayken, İzmir ve Balıkesir yöresinde Yunan işgaline ve Padişah Vahdettin'in beslediği hain Anzavur kuvvetlerine karşı savaşırken görüyoruz.
O yörede önde gelen bir yurtsever olarak sivrilen Mustafa Necati, 1920'de kurulan TBMM'ne Saruhan Milletvekili olarak girdiğinde yaşı 26 idi…
Savaş yıllarında önce İstiklal Mahkemesi üyeliği, ardından da, Kastamonu İstiklal mahkemesi başkanlında görevlerinde bulundu. 1925 yılında Şeyh Sait isyanı esnasında Diyarbakır İstiklal Mahkemesi savcısı olarak görev yapacaktı.
Asıl ününü 1925-1929 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı döneminde alacaktı.
-Öğretim Birliğinin sağlanması ve Harf Devrimi onun zamanında gerçekleşti.
Eğitimin başına geçtiğinde Türk Muallimler Birliği Genel başkanıydı( Türk Öğretmenler Örgütü)
İlk işi Maarif Teşkilatı Kanunu'nu çıkarmak oldu. Eğitimi valilerin elinden alıp, tamamen bakanlığın kontrolüne geçirdi. O kanuna şu cümleyi sokan da odur.
-Eğitim hizmetinde asıl olan öğretmenliktir.
İlkokul ve ortaöğretimi de parasız hale getirdi.Yabancı okulları denetim altına aldı. Köylere eğitimi götürebilmek için ”Köy Öğretmen Okulları “ modelini yarattı. Bunun anlamı şuydu; Köy Enstitüleri'nin de temeli atılmış oluyordu.
Harf devriminin en ateşli taraftarıydı. Milletin yeni harfleri hemen öğrenmesi için “Millet Mektepleri” projesini oluşturdu.
Öğretmenlere şöyle sesleniyordu:
-Türk'ün egemenliğinden doğan cumhuriyeti, yeni neslin kalbine işleyeceksin, bu elmas ışıldadıkça, Türk Milleti mesut olacaktır.
1Ocak 1929 günü yanlış teşhis ve tedavi sonucu hayata veda etti.
Amacım Mustafa Necati Hayatını anlatmak değil.
Cumhuriyet döneminin en devrimci bakanlarından biri olan Mustafa Üstündağ'ın, TÖB-DER kongresindeki konuşması, dünkü gibi aklımda. Onu anlatmak istiyordum.
Biraz da hayatını anlatmak istedim.
O'nun zamanında, öğretmenler atandıkları yerlere trenle giderlermiş. Durdukları istasyonlarda, o ilin veya ilçenin en yetkili görevlisi(Vali, yardımcısı, kaymakam veya vekili) İstasyonda beklermiş; o istasyonda öğretmenini bizzat alırmış. Yani Ankara'dan gelen öğretmen Sivas İstasyonunda durmuşsa, öğretmenleri karşılayan yetkililer olurmuş, Elazığ, Diyarbakır hep böyle karşılanırmış.
Öğretmen görev yerine gidince, Mustafa Necati'den kendisine gönderilmiş bir mektup bulurmuş. Mektupta şunlar yazılıymış;
Sevgili Öğretmenler;
“-…İskele,istasyon ve yol uğrağı kasabalarda, yakalarında yıldız bulunan bir kişi seni bekleyecek ve yol gösterecektir. Dolayısıyla onların da seni kolaylıkla tanıyabilmesi için yakana bir yıldız takmalısın. Gideceğin yer hiç yabancısı olduğun yer değildir. Orada seni sevinç içinde bekleyen vatan yavruları, senin gibi okulunu bitirir bitirmez, görev başına koşmuş, hanım ve bay öğretmen arkadaşların, hasılı vatanın her köşesinde rastladığın ve edeceğin yüksek karakterli kardeşlerin vardır….”
“…Genç aday arkadaş(O zamanlar öğretmenler ilk yıl stajyer olurdu) Unutma ki, insanlar ölümlüdür. Onları sonsuzlaştıran, ancak vatana ve görevlerine karşı gösterecekleri temiz yürekleri ve kararlılık göstermeleridir. Kendini böyle bir şerefli geleceğe hak kazanmış görmez misin? Bu güzel gün için sabırsızlandığına içim rahat olarak başarılar dilerim yavrum!”
“-Okuttuğundan fazla okumayan bir öğretmen çabuk yıpranır, yaşlanır ve tükenir. Dikkat ediniz, okumaya meraklı bir eğitimci, genç ve dinamik kalır…
Okunma Sayısı: 631
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.