CUMHURİYET KURULURKEN ANNELERİN EN MUTLU VE KUTLUSU
04 Ocak 2024, Perşembe 18:53(Zübeyde Hanım Hasta)
“Ne yapayım, tek erkek çocuğumsun, senin yok olmanı istemiyorum…”
İngiliz Kadın gazeteci Grace Ellison, Çankaya Köşküne röportaj için gelmişti. Salonda
gezerken, konsolun üstünde ak baş örtülü, gözlüklü, altmış yaşını aşkın, güzel yüzlü bir kadın
resmi duruyordu. İşin ilginç yanı, bu fotoğraf baş komutana çok benziyordu.
Grace Ellison, Mustafa Kemal'e:
-Ne güzel yüz, diye söylendi.
-Anam…
Gazeteci, bir fotoğrafa, bir Mustafa Kemal'e bakıp, süzdükten sonra, sordu:
-Onu görmek benim için büyük bir sevinç olur. Görebilir miyim?
-Çok hastadır. Hekimler gece gündüz yanındadır. Ne yazık ki, onu yormak
istemiyoruz. Korkuyorum, artık iyi olmayacak!
Merdivenlerden inerlerken, Zübeyde'nin yatak içinde oturduğunu gördüler. Fikriye,
O'nu hazırlamıştı. Zaten Mustafa Kemal'in geleceğini duyunca, giyinir, kuşanır, hazırlanırdı.
Mustafa Kemal Ellison'a
-Onun acı çekmesi hep benim yüzümdendir. Benim sürgün kaldığım yıllarda, çektiği
acının, döktüğü gözyaşlarının bedelini şimdi ödüyor.
Mustafa Kemal, gazeteci ile annesini tanıştırdı.
Ellison şöyle konuştu:
-Şimdi siz de oğlunuzun zaferine ortak olabilirsiniz. Oğlunuzla kimbilir ne kadar
övünç duyuyorsunuzdur. Yaptıkları olağanüstüdür. Ben salt onun eserlerini görmüş olmak,
onunla konuşmuş olmakla bile çok övünüyorum.
Bu sözler Zübeyde'yi duygulandırmıştı. Gazeteciye şöyle yanıt verdi:
-Tanrının bana bu oğlu, vatanı kurtarmak için gönderdiğine inanıyorum. Oğlum
bana karşı her zaman şefkatli davranmıştır.
Zübeyde'yi eski durumuna getiren Fikriye, kenara çekilip, kimsenin olmadığı yerde,
hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Zübeyde Hanım Fikriye'yi hiçbir zaman sevmemişti. Makbule de. O'nun Mısırlı bir zenginle
evlenip, ayrılması ve Mustafa Kemal'e tekrar dönmesini kabul etmiyordu. Bunu ileriki
öykülerde okuyacaksınız.
Okunma Sayısı: 242
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.