BETONA TUTUKLU OLMA
12 Kasım 2021, Cuma 11:05Geçen hafta içinde ,sevgili ilkokul arkadaşım Zeki (Ural) a zeytin toplamada tüm acemilikle yardım etmeye çalışıyorum. İlkokul dönemimize ait anılarımızın depreştiği günleri tekrar anmanın keyfi başka oluyor.
Kargı deresinde, beton santralleri ve taş ocağının bulunduğu vadiye son zamanlarda birde ,inşaat atıklarının depolanması-atılması eklenince, kamyonların çıkardığı tozlar altında doğanın çektiği ızdırabı birde bana sorun. Bilhassa zeytin ağaçları üzerine yüklenen toz bulutu, son yağan yağmurla biraz kalkmışsa bile, biz insanların beton ve inşaata olan tutkumuz nedeni ile yaşamaları bile bir mucize.Yetersiz yağmurda buna eklenince, bu vadide bulunan YEŞİL FLORA artık GRİ renge dönüşmüş.
Defalarca ilgili Makamların dikkatine diyerek ,Beton santrallerinden savrulan toz bulutunun, Poyraz rüzgarı estiği zaman İskele Merkez Mahallemize savrulmasına ne zamana kadar tahammül edeceğiz. Taş ocaklarından ve artan kamyon trafiğinin kaldırdığı toz ve gürültü, işin cabası. Geçen aylarda ,bu mevkiinden çıkan yangına zamanında müdahale edilmeseydi, halimiz nice olurdu. Ayrıca, beton atıklarının doldurduğu kargı deresi (artık yok gibi),kuvvetli bir sel halinde, Babayanı köprüsü de yetersiz olduğundan, yaratacağı felaketi LÜTFEN BİR DAHA DÜŞÜNÜNÜZ.
Ayrıca bu vadide bulunan TAŞ ocağının çevreye olan olumsuz etkisi, sanki terk edilmiş bir GEZEGEN gibi. Sayın ocak işletmecilerinin, dağda açtıkları yarayı tamir/restore etmek gibi bir yükümlülükleri YOKMU.
Bu beton hırsımız ,çılgınlığımız ,doyumsuzluğun sonu nereye varacak ,bilmiyorum.
Bir başka sorunumuz ise, ağaçlandırma amacı ile ,orman vasfını kaybetmiş olan arazilerin 49/50 yıllık kiralamalarla bazı şahısların kullanımına tahsis edilmesi.Bilinçli veya bilinçsiz olarak, bilhassa :BADEM-ZEYTİN yetiştirmek için ,MAKİLİK dokunun ortadan kaldırılarak setlendirme yapılmadan fidan dikmenin yanlışlığını, mevcut toprağın akıp gittiğini görmüyor muyuz.? Bir diğer husus ise, böyle bir uygulamada, Bal Arılarının yaylım alanını ortadan kaldırmıyor muyuz.? Yaptığımız ilaçlama ile de, artık KUŞ popülasyonunu yok ettik. Buna elbette sebze üretimi için kullandığımız tarım ilaçlarını da eklemeliyiz.
Yaban domuzlarının yeni dikilen fidanlara verdikleri zarar ayrı bir konu. İlçe Teşkilatının duyarlılığı nerede acaba.?
Aynı teşkilatın, geçimini tarımdan karşılayan vatandaşlarımıza farklı (suya fazla gereksinim duymayan), ekonomik getirisi olan bitki üretiminde önderlik yapması gerekmez mi.? Yıllardır soruyorum :Datçamıza en uygun üzüm cinsi konusunda öneriniz nedir ACABA.?
Betonun , bu kadar rant sağladığı bu ortamda, tarımı düşünmenin ne gereği var diyenlerde alacak elbette.
Unutmayınız, BETON YENMEZ İÇİLMEZ...
Sağlıcakla
Okunma Sayısı: 1642
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.