ATEŞİ FIRSATA ÇEVİRMEK
10 Ağustos 2021, Salı 11:37Bazen yüksek ateş yaşam belirtisidir, çocuklarda 40. Yetişkinlerde ise 39 derece üstüne çıkmaması kaydı ile. Vücut düşmanlarına karşı savunmaya geçtiği için problemli bölgeye yapılan savunmalar ateşi yükseltir, ben buradayım der.
Afrika savanları bir döngü küçük bir metamorfoz yaşar, her yaz sıcaklıklar yükselir, kuraklığın etkisi ile her taraf toz toprak içinde kalır, sonra küçük bir kıvılcım yangına dönüşerek her yanı ateşe çalar, ateşe çalar ama döngüsü de ona göredir, bir çok bitki evrim geçirmiş ve yangını fırsat olarak kullanmayı beklemektedir, bitkilerin bir çoğu fişek gibi tohumlarını sağa sola fırlatır, kimisi oluşan rüzgar ile tohumlarını yayar, kimi tohumlar ateş ile açılıp toprağa düşer ta yağmur gelesiye kadar da bekler, yağmurun toprağa düştüğü an oluşan toz bulutları ve nem yeni bir döngüsel sürecin başladığının habercisidir, ancak burada ağaçsı bitkiler fazla zarar görmez bir de yerleşim yeri olmadığı için insanlar zarar görmez, döngüye ayak uyduramayan canlılar ise maalesef yok olur, belki de bu ayıklama sistemidir.
On günü aşkındır yanıyoruz, yangının elbette bir çok nedeni var, ağaçların temizlenmemesi, yerleşim yerlerindeki insan nüfusunun azaltılması, orman- köy yaşamının sınırlandırılması, ormanların hoyratça kullanılarak çöp alanına dönüşmesi, özellikle cam v.b parlayıcı çöplerin alanda olması, yüksek gerilim hatları, RANT, taktacı (yörenin değimi ile- keresteciler), hatalı diye bileceğimiz ağaçlandırma ve diğer insan hataları.
Bunca acı, bunca kayıp, eko sistemin bozulması ve psikolojik sorunlar fırsata dönemez mi? Dönmeli değil mi? Yaşam döngüsü bize bunu emrediyor, bu döngüyü yapamazsak o halde bu topraklarda yaşayabilir miyiz?
Ateşi fırsata çevirmeliyiz, yeni dönüşümler yapmalıyız ki Anadolu da yaşamaya hakkımız olsun.
O halde ne yapa biliriz?
- Öncelikle envanter çıkmalı,
- Envanter verileri ile yakın- orta- uzun hedefler belirlenmeli,
- Yanan bölgeler eko sistemi yeniden gözden geçirilmeli, rakım- sıcaklık, yağış sehimleri- toprak yapısı- nem v.b çıkarılarak bir topografik yapı ortaya konmalı sonra ver elini hedeflere.
Bölge de yaşayanlar genellikle Türkmen boyu dediğimiz Tahtacı Alevileri, Yörükler. Bunların yaşam biçimlerinin birinci kuralı doğaya saygıdır, bütün varlıklarını da bu doğadan alırlar, Amerika'da Kızılderili neyse bizde de bu boylar aynıdır, yaşam felsefeleri bir birine çok yakındır. Kızılderililerden tek farkları üretimdir, hayvancılıkla ve tarımla uğraşır, kimisi ise göçer ailelerdir.
Bu eko sistemin baş mimarları da onlardır, diğer ayrılmaz bileşenleri elbet yaşayan tüm canlılardır.
- Yakın hedef ise yöre halkının kooperatif ile birleşmesini sağlamaktır,
- Bölgede ağaçlandırma yapılırken yangına, kuraklığa dayalı ağaçlandırma seçilmeli, mümkün mertebe köylülerin kooperatif yolu ile gelir elde etmeye dönük olmalı, erişimin zor olduğu bölge ve aralara ise kozalaklı çam olabilir.
Yüksek yerlere sert yamaçlara sıcaklığın düşük olduğu bölgelere Akdeniz- Ege yapısına uygun kozalaklı çam ( yağışlarla birlikte çoğu yerde kendiliğinden çıkacaktır) dikilmeli.
Diğer yerlerde ise Harnup ( keçi boynuzu)- Delice ( aşılanarak zeytine dönüştürmek için), ceviz v.b gelir getirecek yangına dayanıklı ağaçlar ile donatılmalıdır, bu donatı 49-50 yıllığına kullanım için yöre insanına sunulmalıdır.
- Kurulan kooperatifler eli ile işleme tesisleri ve fidanlar 8-10 yıl ödemesiz Ziraat Bankası öncülüğünde kredi ile desteklenmeli, 8-10 yıl sonra ile ödemeler taksitlendirilerek geri alınmalı.
-Kooperatifler aracılığı ile süt ürünleri değerlendirilmeli, süt verecek hayvanlar da aynı fidan desteği gibi Ziraat Bankası desteği ile olmalıdır.
- Arıcılık, konserve, pekmez, yağ işleme tesisleri v.b de aynı mantık ile kurulmalı, aynı mantık ile devlet eli ile desteklen dirilmelidir.
- Orman bakımı da yine bu bölge insanı tarafından yapılmalı, ağaçlar kuru dallardan yanıcı otlardan temizlenmelidir.
Bu bize METAMORFOZ olmaz mı?
Elbette Ovidus( Naso)'nun değişimlerini kastetmedim, sadece var olanı verin YETER. Yeniden hepimize geçmiş olsun, vefat edenler için yakınları ve memleketimizin başı sağ olsun, doğaya verilen zarar son bulsun. İstersek daha iyisini yaratma gücümüz mevcut, o halde İSTEYELİM.
Saygılarımla.08/08/21
Okunma Sayısı: 1750
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.