ATATÜRK'ÜN OKUMA ALIŞKANLIKLARI
06 Aralık 2019, Cuma 10:19Büyük liderler büyük merakların ve gayretlerin sonucunda o noktaya gelmiş ve bir milleti sırtlayıp dünya arenasına çıkarmış insanlardır. Atatürk de Türk devletinin son kurucusu olarak tarih sahnesine çıkmış ve Türk milletinin ilelebed yaşayacağını tüm dünyaya göstermiştir. Peki bu birikimi nasıl sağlamıştır Atatürk? Kendi ağzından şu sözlerle bu soruya bir cevap bulabiliriz:
“ Vasıf (Çınar) Bey, bizim çocukluğumuz fakirlikle geçti, elime 3-5 kuruş para geçince bunun muhakkak yarısını kitaba verirdim. O zmaan da böyle okudum. Eğer aksini yapsaydım ben Atatürk olamazdım, Türkiye'yi bu hale getiremezdim… Belki haklısı, hatta benim de kulağıma geliyor, “ Paşamızın işi gücü yok heralde,dille-tarihle uğraşıp duruyormuş” diye dedikodu yapıyorlarmış. Eksik kafalı bunlar, öyle yağma yok, işim tabii ki başımdan aşkın, ama bugünkü Türkiye ne kadar önemliyse atideki (gelecekteki) Türkiye'nin de o derecede önemi var. Bu sebeple ilerinin temellerini çok sağlam atmam lazım, onun için de çok okuyorum, çok fikirler üretiyorum. Bunları söyleyenlere, dedikodulara hiç bakmam. Zira onlar saman kafalı insanlardır.” (Nuri Ulusu Hatıraları, s.67)
Tüm samimiyetiyle okumanın anlamını ve değerini açıklayan Atatürk sadece askeri-ilmi-tarihi-coğrafi eserler değil ayrıca Reşat Nuri'nin Çalıkuşu Aka Gündüz'ün Dikmen Kızı gibi romanları da severek okurdu.
Ancak çoğunluğu hep tarih kitapları teşkil etmiştir ve Türk karakterini tarihin enginliğinde tekrar tasarlamayı amaçladığıiçin hep okumuş ve çalışmıştır.
Hatta bir keresinde bir kitabı 2 gün 2 gece elinden bırakamamış ve gözleri okumaktan dolayı kızardığı için Nuri Ulusu nemli tülbentler hazırlayıp gözlerine koymuştu.
1937 yılında ise devlet programını ve planladıkları Doğu Üniversitesini yapmak üzere 41 saat yemeden içmeden çalışmışlar ve bu işleri günlerinde yetiştirmişlerdi.
Her bir kitabı cephane olarak görür ve mücadelesinin silahının artık bilgi olduğunu aklından çıkarmazdı. Bu hususu Nuri Ulusu şu şekilde aktarmıştı:
“İlk İstanbul seyahatine giderken istediği kitaplar o kadar fazlaydı ki, karton kutular buldurup kütüphaneye getirtmiştim, tam içine kitapları doldurmak üzereyken Atatürk kütüphaneye geldi ve ne yaptığımı sordu, ' istediğiniz kitapları karton kutular aldırdı, onların içine koydurup özel trene naklettireceğim' diyince 'dur biraz bekle' dedi. Kitaplara baktıktan sonra kütüphaneden çıkıp odasına gitti. Biraz sonra 2 tane cephe sandığını Muhafaza Alayı erleri getirip kütüphaneye koyup gittiler. Ne olduğunu anlamadan bakıp dururken Atatürk içeri girdi ve ' Ne o Nuri oğlum, şaşırdın değil mi? Şaşırma şaşırma savaşta bunlarla cephane taşıdık sen o zamanlar çocuktun, bilemezsin, bu sandıklar benim için çok önemlidir. Şimdi savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve okumakla, kitapla olur; şimdi işte cepheye taşıdığımız o sandıklara kitaplarımı koy, bu sandıklarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın.”
Atatürk büyük Türk devletinin son kurucusu olarak Dünya hakimiyeti tasavvuru ile yola çıkmış ve bunun sadece bilgi ile okuyarak başarabileceğini anlamıştır. Türkiye'yi okuyarak bir yere getirme davasında hep örnek olarak yaşadı ve öldü.
(Kaynak: Dehanın Kodları, Ali Güler. Ayrıca Atatürk'ün Okuduğu Kitaplar diye bir set de Anıtkabir Derneği basmıştır.)
Okunma Sayısı: 5532
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.