AFFETMEK ÜZERİNE
18 Haziran 2015, Perşembe 11:28Affetmek kendiliğinden olmayan, yani bilinçli olarak yapılan, planlı bir süreçtir. Tamamıyla bir seçimdir. Affetmeyi seçmek, öfke, acı, üzüntü, kızgınlık, kin, nefret gibi negatif enerji veren duygulardan kurtulmamıza ve iyileşmemize yardımcı olur. Öfke bizi küçültürken, nefret yaşamdan zevk almamızı, insanların güzel yanlarını görmemizi engellerken, affetmek kendi potansiyelimizin ötesine doğru gelişmeye ve kendimizi gerçekleştirmeye götürür.
Birini veya birilerini tamamen affettiğimizde sevgi ile dolu, sakin, neşeli, daha mutlu ve huzurlu bir yaşam tercih etmiş oluruz ve pozitif duygulara yer açarız. Çünkü bize ağırlık yapan tüm negatif duyguları bırakmayı seçeriz. Affetmek geçmişi değiştirmez ama geleceğin önünü açar, bu yüzden de geçmişle barışmak ve huzurlu bir yaşam için tek yoldur.
Ancak ,“birisini affetmek'' ne anlama gelir diye sorduğumuzda, bazı kişilerde,“o kişi bana her ne yaptıysa kabul etmek''şeklinde yanlış bir algı olabilir.
Affetmek, kişinin veya kişilerin size yaptığı kötü davranışları, yanlış veya çirkin olan iletişim biçimlerini kabul etmek, ya da kişiyi sevmek ve kabullenmek değil, negatif duyguları ve etkilerini artık taşımayacaksınız, taşıması için o kişi veya kişilere geri vereceksiniz, tepkisizlik geliştirebileceksiniz demektir.
Affetmek söylendiği kadar kolay olmadığı için, affedebilmeyi başarmak da oldukça güçlü ve dönüştürücüdür. Öncelikle özgürleştirir çünkü negatif duygular artık sizi aşağıya çekemez; güçlendiricidir çünkü negatif duyguların yükünü atar ve hayatımıza daha rahat ve kolay devam ederiz.
Ancak başkalarını affedebilmek için önce kendimizi affetmek gerekir. Birini veya birilerini affetmediğimizde anahtarını sadece kendimizin sakladığı kendi hapishanemizi yaratırız. Öfke, nefret, kin, intikam gibi duyguları taşıdığımızda zehiri kendimiz alıp yine de o kişinin ölmesini bekleyen biri haline geliriz.Affetmek ile ilgili okuduğum güzel bir hikayeyi paylaşmak istiyorum sizlerle: Bir lise öğretmeni birgün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur: “Bir hayat deneyimine katılmak istermisiniz?''Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. "O zaman" der öğretmen : "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin" Öğrenciler bunu da yaparlar.
"Şimdi yarınki ödevlerinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!" Öğrenciler, bu işten pek bir şey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır.
Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen: "Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını patatesin üzerine yazıp torbaya koyun." Bazı öğrenciler üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur.
Öğretmen, kendisine: "Peki şimdi ne olacak?" der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde hep yanınızda olacaklar.''
Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikayete başlarlar: "Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor." "Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, insanlar tuhaf bakıyorlar bana artık. Hem sıkıldık, hem yorulduk."
Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir: "Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir iyilik olarak düşünüyoruz. Halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir
Okunma Sayısı: 7320
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.