ADIM.. ADIM.. DATÇA ..(3)

Bayramın harıltısından, zırıltısından uzak durmak için  Can arkadaşım, gönül  yoldaşım Sara Esin'le ipi  kırmış,Eski Datça mahallesinin sırtını dayadığı, doruklarında,çukurlarında istihareye yattığımız zaman  istikbalimizi gördüğümüz  Hacet -ev i 'mizin bulunduğu Ka radağ 'ın doruklarına doğru can havliyle tırmanıyorduk.Sara Esin keçi gibi tırmanıyordu..Ben yetmişlik delikanlı da.. oflaya puflaya, koyun gibi..
Hafif bir düzlüğe gelince dizlerimin bağı çözüldü, varis ameliyatlı  bacaklarım titremeye başladı...  Oralarda düzgünce bir kayanın üzerine yarı baygın vaziyette yığılı verdim.. 
Esin'in sırt çantasından  çıkarıp ikram ettiği muz ve elma  beni kendime getirdi..Gözlerim aşağılara doğru kaydı gitti..(Fotoğraf)
Düşüncesizce düşünmeğe başladım..
 Datça yarımadasını biraz karıştıran jeologlar, üzerinde bulunduğumuz  Kara d a ğ 'ın altında bir  su  -g ölet 'i  ,doğal bir su deposu bulunduğunu söylüyorlardı..
Hatta bu depoyu besleyen kaynağın  Köyceğizin sırtını dayadığı ,Muğla-Denizli sınırında bulunan Muğlamızın en yüksek dağı  Sa ndras  ' dağının yaz-kış bitmeyen karlı dorukları olduğunu söyleyen jeologlar bile vardı..  
Güya...
Gökova-gereme körfezindeki  derin bir fay çatlağı Sandras doruklarında  eriyen kar sularını  ,dünyanın bu taraflarına ulaştırıyormuş..
Haddimizi hududumuzu aşarak,  böyük böyük laflar ettiğimin farkındayım..
Zaten  bizim en önemsiz özelliğimiz  ..
Bilmediğimiz konularda ahkam kesmektir..
İşinin uzmanı jeolog arkadaşların bu tezlerini  doğrulayacak emareler ,belirtiler yok da değildi  doğrusu..
Karadağ'ın her yanından sular kaynıyordu..Eski Datça mahallesinin eski çeşmesini besleyen paslı demir  borular ,karadağdan aşağılara doğru sarkan tepenin  sırtlarında yerli yerinde duruyordu..Ve halen işlevini sürdürüyordu..
Aşağıda, Burgaz azmağını besleyen  kargı deresindeki "Düm büldek  " kaynak suyu   özellikle kışın harıl harıl akıyordu..
Karadağın sırtlarında  taşlarla çatılmış, derinlere doğru giden mağaramsı,antik su kaynakları  yıkık dökükte olsa  yerli yerinde duruyordu..
Karadağın uzantısı  ,kademe kadame  Burgaza doğru alçalarak uzanan  tepeciklerin sağı solu su gözleri,antik  çeşmelerle bezenmişti..
Hadi bunları ..Baba yani çeşmesini, Gamer ninenin çeşmesini, Adem bahçesinin havuzununun çeşmesini anlatmayı daha sonraya bırakalım...
Bunca doğal, tertemiz kaynaklarımız çeşmelerimiz bizlere  billur  gibi sular sunarken,marketlerden  parayla sular alan bizlere..  içten ve derinden  bir "Y u u h h h  .." çekerek  bu günkü yazımızı noktalayalım.. 
(sürecek)

Okunma Sayısı: 336