DATÇA CUM­HUR İTTİFAKI ADAYI GÜ­LA­DA'YA ,ÇOŞKULU KARŞILAMA

Datça ilçe sı­nı­rın­da Baş­kan adayı Gü­la­da'yı kar­şı­la­yan MHP ve AK Parti teş­ki­lat­la­rı ha­zır­la­nan seçim ofi­si­ne kadar eşlik etti. Seçim ofi­sin­de Basın açık­la­ma­sı yapan MHP Be­le­di­ye Baş­kan adayı Fey­zul­lah Gü­la­da açık­la­ma­sın­da şu cüm­le­le­ri söy­le­di “Datça'nın ge­le­ce­ği­ni ve viz­yo­nu­nu bir­lik­te di­zayn et­me­li­yiz. Datça'mızı şe­hir­leş­tir­me­den bü­yüt­mek, dev ha­li­ne ge­tir­me­den ge­liş­tir­mek, cüce ola­rak bı­rak­ma­dan da gü­zel­leş­ti­rip marka ha­li­ne ge­tir­mek is­ti­yo­ruz” dedi. Basın top­lan­tı­sı sı­ra­sın­da ko­nuş­ma­sı sık sık al­kış­lar­la ve slo­gan­lar­la ke­si­len Gü­la­da söz­le­ri­ne ; ”31 Mart Ma­hal­li ida­re­ler se­çim­le­ri için il ve ilçe teş­ki­la­tı­mı­zın te­vec­cüh­le­ri ve genel mer­ke­zi­mi­zin uygun gör­me­si ile Datça'dan be­le­di­ye baş­kan adayı oldum. Ver­miş ol­du­ğum aday­lık ka­ra­rı benim tek ba­şı­ma al­dı­ğım bir karar değil. Bu karar bir an­lam­da Datça'nın bir irade be­ya­nı­dır.
Cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin 100. Yı­lı­na doğru giden sü­reç­te de­mok­ra­si­nin, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin var oluş ide­al­le­ri ile güçlü bir Tür­ki­ye atı­lı­mı­nın ve de­ği­şi­min canlı şa­hi­di­yiz. Tüm Tür­ki­ye'nin en ücra kö­şe­sin­den tutun da şehir mer­kez­le­ri­ne kadar tesis edi­len sos­yal dev­let an­la­yı­şı­nı hü­kü­me­ti­miz ve par­ti­le­ri­miz ara­cı­lı­ğı ile his­set­tik. Bu his­le­rin ter­cü­ma­nı olan siz­le­rin he­ye­ca­nı­na neden Datça'yı da kat­ma­ya­lım, neden güzel Datça'mızın yerel yö­ne­ti­mi­ni ik­ti­da­rı­mı­zın güzel hiz­met­le­ri ile bu­luş­tur­ma­ya­lım.
İnsan, inan­dı­ğı­nı ya­şa­dı­ğı müd­det­çe ide­al­le­ri­ni sür­dü­re­bi­lir. Se­çim­ler geçer, hayat devam eder, dost­luk ve güzel iliş­ki­ler baki kalır. İnan­dı­ğı­mız­da ba­şa­ra­ma­ya­ca­ğı­mız hiç­bir şeyin ol­ma­dı­ğı­na geç­mi­şi­miz­den şa­hi­diz. 12 ma­hal­le­miz­de ya­pa­ca­ğı­mız san­dık ça­lış­ma­la­rı­mız­la, ev zi­ya­ret­le­ri­miz­le özel­lik­le der­di­ne der­man ol­ma­yı amaç­la­dı­ğı­mız Dat­ça­lı hem­şe­ri­le­ri­miz­le hem gönül bağı ku­ra­cak hem de bu il­çe­mi­ze yeni bir soluk ge­tir­mek için var gü­cü­müz­le ça­lı­şa­ca­ğız.
Cu­ma­lı, Datça, Eme­cik, Hı­zır­şah, İskele, Ka­ra­köy, Kız­lan, Me­su­di­ye, Re­şa­di­ye, Sındı, Yaka ve Yazı ma­hal­le­le­ri­mi­ze birer ça­lış­ma ofisi aça­rak daha be­le­di­ye­yi ka­zan­ma­dan be­le­di­ye­nin sorun çözme ve hiz­met etme me­ka­niz­ma­sı­nı hem­şe­ri­le­ri­mi­zin aya­ğı­na gö­tü­re­lim. Bu ge­re­kir­se bir ev ola­bi­lir, bir mi­ni­büs tah­sis edi­le­bi­lir ya da boş bir dük­kân olur fark etmez. Biz Dat­ça­lı hem­şe­ri­le­ri­miz­den uzak kal­ma­ya­cak, ara­mı­za me­sa­fe koy­ma­ya­cak dert çö­ze­bi­le­ce­ği­miz bir sis­tem ku­ra­ca­ğız.
Unut­ma­yın ki be­le­di­ye­ci­lik ol­ma­sı ge­re­ke­ni yap­mak­tır ve bunu bir ay­rı­ca­lık­mış gibi sun­ma­mak­tır. Ka­la­nı ise gönül inşa et­mek­tir. Datça'nın önem­li de­ğer­le­rin­den şair Can Yücel'inde de­di­ği gibi; “Bazen Tek ih­ti­ya­cı­mız olan bir el ve bizi an­la­ya­cak bir yü­rek­tir” el ele ve­re­rek yü­rek­ler­de taht kur­mak için ça­lı­şa­ca­ğız.
Datça'nın ge­le­ce­ği­ni ve viz­yo­nu­nu bir­lik­te di­zayn et­me­li­yiz. Datça'mızı şe­hir­leş­tir­me­den bü­yüt­mek, dev ha­li­ne ge­tir­me­den ge­liş­tir­mek, cüce ola­rak bı­rak­ma­dan da gü­zel­leş­ti­rip marka ha­li­ne ge­tir­mek is­ti­yo­ruz.
Datça için artık sil­ki­nip ken­di­ne gelme, de­ği­şi­me ve ge­li­şi­me ka­pı­la­rı­nı açma vak­ti­dir.
Bir şey de­ğiş­ti­ren her şeyi de­ğiş­ti­rir. Bir adam çıkar baş­buğ Gazi Mus­ta­fa Kemal Ata­türk gibi. Yedi dü­ve­le mey­dan okur. Onun pe­şin­den gi­den­ler­le bir­lik­te nasıl ki mem­le­ke­tin yaz­gı­sı de­ğiş­miş, Cum­hu­ri­yet gibi Fikri hür vic­da­nı hür genç­le­rin, ne­sil­le­rin ye­tiş­ti­ği bir ülke kül­le­rin­den do­ğa­rak ye­ni­den ku­rul­muş­sa biz­ler­de bu yola bu bir­lik­te­li­ğe ve so­nun­da yaz­gı­sı de­ği­şecek, makûs ta­li­hi­ni ye­necek bir Datça için bu sev­da­ya bu ça­lış­ma­ya bu yor­gun­lu­ğa ta­li­biz.
Bizim yok­lar­la işi­miz olmaz. Bizim işi­miz var­lar­la. Biz­ler yıkan değil yapan, unu­tan değil ha­tır­la­tan, yok eden değil ya­şa­tan ola­ca­ğız.
Be­le­di­ye­ci­lik sa­de­ce bü­rok­rat­la­ra bı­ra­kı­la­ma­ya­cak kadar si­ya­si, sa­de­ce si­ya­si ref­leks­ler­le ha­re­ket edi­le­me­yecek kadar tek­nik bir iştir. Bü­rok­ra­tik be­le­di­ye­ci­lik değil de­mok­ra­tik be­le­di­ye­ci­lik için yola çık­tık. Biz­ler makam mevki sa­hi­bi olmak için hırs­la değil, sahip ol­du­ğu­muz makam ve mev­ki­le­ri bı­ra­ka­rak şevk­le he­ye­can­la ça­lış­mak için bu gö­re­ve talip olduk.
Biz be­le­di­ye­ye talip olur­ken bir­çok so­run­la başa çık­mak zo­run­da ol­du­ğu­mu­zu bi­le­rek ateş­ten göm­le­ği giy­me­ye talip olduk. Biz­ler bu göm­lek­le be­ra­ber mum mi­sa­li ya­na­ca­ğız ki Datça'mız ay­dın­lan­sın. Dev­le­tin mil­le­te hu­su­me­ti olmaz ancak hiz­me­ti olur. Hem­şe­ri­le­ri­mi­zin oy­la­rı­na ta­li­biz ama gö­nül­le­ri­ne de ta­li­biz. Bu ta­le­bi­miz­le Dat­ça­lı­lar, hu­zur­lu, mutlu, ka­za­nım­la­rı yük­sek ve çağ­daş bir şe­hir­de ya­şa­ma­nın ay­rı­ca­lı­ğı­nı ya­şa­ma­lı, ik­ti­da­rın çözüm odak­lı hiz­met­le­rin­den fay­da­lan­ma­lı ve daha gö­re­ve gel­me­den iş­le­ri­nin çö­zü­le­bi­le­ce­ği­ni idrak et­me­li­dir­ler.
Güzel bir söz var. ”Ace­len varsa ne işin var Datça da”. Biz hiz­met­te acele et­me­li­yiz.
Hesap sor­mak toya hesap ver­mek beye düşer. her daim hesap so­ru­la­bi­len ve her daim hesap ve­re­bi­len ola­ca­ğız. Şef­faf bir yö­ne­tim ser­gi­le­ye­ce­ğiz.
Ada­let sü­ku­net Hür­ri­yet bir­lik. İşte ya­sa­mız budur.
Nasıl bir Datça?
De­mok­ra­si­ye, insan hak­la­rı­na ve öz­gür­lük­le­re say­gı­lı, fikir ay­rı­lık­la­rı­nı ve in­san­la­rın yaşam tarz­la­rı­nı zen­gin­lik kabul eden, İnsan­la­rı özel­lik­le­ri ve ter­cih­le­rin­den do­la­yı öte­ki­leş­tir­me­yen bir Datça
Karar alma sü­re­cin­de ka­tı­lım­cı, eşit­lik­çi, çözüm yol­la­rı­nı ortak akıl ile or­ta­ya koyan bir Datça
Üret­ken ve üret­ti­ği­ni Dünya'ya sunan, yerel de­ğer­le­ri­ni mar­ka­laş­tı­ran ve kendi ken­di­ne ye­te­bi­len bir Datça
Do­ğa­ya say­gı­lı, çev­re­ye du­yar­lı, üre­tim­de yeni tek­no­lo­ji­le­ri ve ola­nak­la­rı kul­la­nan bir Datça
Başta sokak hay­van­la­rı­mız olmak üzere her can­lı­nın ra­hat­lık­la ya­şa­ya­bi­le­ce­ği bir Datça
Ta­ri­hi ve kül­tü­rel de­ğer­le­ri­mi­zi Ulus­la­ra­ra­sı or­ga­ni­zas­yon­lar­la dün­ya­ya ta­nı­tan, bilim ve akıl ön­cü­lü­ğün­de sanat ile yoğ­rul­muş bir Datça
Cahit Sıtkı Ta­ran­cı'nın de­di­ği gibi
Mem­le­ket is­te­rim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuş­la­rın çi­çek­le­rin di­ya­rı olsun.
Mem­le­ket is­te­rim Ne başta dert, ne gö­nül­de has­ret olsun; Kar­deş kav­ga­sı­na bir ni­ha­yet olsun.
Mem­le­ket is­te­rim Ne zen­gin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü her­ke­sin evi barkı olsun.
Mem­le­ket is­te­rim Ya­şa­mak, sev­mek gibi gö­nül­den olsun; Olur­sa bir şi­ka­yet ölüm­den olsun.
Biz­ler bu top­rak­la­rın ema­net­çi­le­ri­yiz. Ge­lecek ne­sil­le­re, ço­cuk­la­rı­mı­za daha mutlu bir Datça bı­rak­mak için dili, dini, mez­he­bi, rengi, inan­cı ne olur­sa olsun. Ata­türk ve cum­hu­ri­ye­tin il­ke­le­rin­den, yük­sel­mek ve ileri git­mek ül­kü­sün­den yana po­zi­tif tavır ta­kı­nan her­ke­si ben ve ar­ka­daş­la­rım­la bir­lik­te Datça için hiz­met et­me­ye davet edi­yo­rum.
Bu duygu ve dü­şün­ce­ler ile he­pi­ni­zi mu­hab­bet­le se­lam­lı­yo­rum. İnşal­lah Rab­bim biz­le­ri mah­cup et­me­sin.”