MARAŞ KATLİAMININ 39.YIL DÖNÜMÜ ANMA PROGRAMI DÜZENLEDİ
GÜNDEMHacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Datça Şubesinin birlikte düzenlediği Maraş Katliamı 39. Yıl Anma programı geçtiğimiz gün Bülent Ecevit Kültür merkezinde yapıldı.
Sunuculuğunu Şule Bayar'ın yaptığı program, ölenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Datça Şubesi Başkanı Mustafa Katıkçı'nın ve HBVAKV Datça Şubesi Cemevi Başkanı Murat Yıldırım'ın konuşmalarıyla devam etti. Yapılan konuşmalarda Maraş Katliamı ve Alevilere yapılan diğer tüm katliamlar ve günümüzdeki sıkıntılardan bahsedildi. Hala yasal bir statüye kavuşturulmayan cemevleri ve zorunlu din dersleri de konuşmaların konusuydu.
Murat Yıldırım günün anlam ve önemini belirten konuşmasını şu cümlelerle dile getirti. Yıldırım sözlerine ''
Kahramanmaraş olayları; 19 Aralık-26 Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta meydana gelen, Cumhuriyet tarihinin en önemli katliamlarından biridir. 12 Eylül Darbesinegerekçe olarak kullanılan ya da hazırlanan olaylardan biri olarak kabul edilir. Hacıbektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Olarak bu ve benzeri katliamlarda öldürülen canlarımızı her zaman anacağız.Bu olayların tekrarlanmaması için çok duyarlı olunmalı, katiller lanetlemeli ve bu olaylar daima hatırlanmalıdır.
Bildiğiniz gibi 1978 yılında Siyasetinkörüklediği Alevi-Sünni ayrılığının tırmandırılırken 19 Aralık'taÖkkeş Kenger isimli ülkücünün kışkırtma amacıyla Kahramanmaraş'ta sinemalardan birine bomba atılmasıyla olaylar başladı. Bombalama eyleminin karşı görüşlü kişiler tarafında yapıldığını ileri süren kalabalık sağcı bir grup CHP il merkezine, PTT ve TÖB-DER (Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği) binalarına saldırdı. 21 Aralık'ta Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu adlı iki sol görüşlü öğretmen silahlı saldırı sonucu yaşamlarını yitirdi.
22 Aralık'ta öğretmenlerin cenazelerin getirildiği camide bulunan bir grup, ölenlerin cenaze namazının kılınmasına karşı çıkarak engellemeye çalışırken öte yandan da kentin Sünni mahallelerinde cenaze törenine katılanların camileri ateşe verdiği söylentisini yaydılar.
Bunun üzerine harekete geçen silahlı ve sopalı kalabalık gruplar Kahramanmaraş'ın Alevi mahallelerine saldırdılar. Katliama varan saldırılar sonucunda; Resmi verilere göre 105 kişi öldü, 176 kişi yaralandı, 210 ev, 70 işyeri tahrip edildi.Birçok kadına tecavüz edildi. Resmi olmayan beyanlara göre ise ölü sayısı 500′e yakındır.
Sıkıyönetim mahkemelerinde açılan ve 1991 yılına kadar süren davalarda çoğunlukla sağ ve aşırı sağ görüşlü olarak nitelenen toplam 804 kişi yargılanmış, sanıklardan; 29 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1 – 24 yıl arasında hapis cezaları ile cezalandırılmıştır. İdam ve müebbet hapis cezaları dışındakilere 1/6 oranında cezai indirim uygulanmış ve cezaları azaltılmıştır. Sıkıyönetim mahkemesinin kararı Yargıtay tarafından bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda idam cezaları uygulanmamıştır. Ceza alanlar ise; 1991 yılında çıkarılan Terörle Mücadele Kanunu nedeniyle, ertelenerek serbest bırakıldılar. Bu kişilerden bazıları daha sonra milletvekili olarak TBMM çatısı altında yer aldılar.
Olaylardan sonra sol görüşlü yurttaşların ve Alevi yurttaşların yüzde 80′inin Maraş'ı terk ederek göç etmek zorunda kalmıştır.
O günden bugüne Aleviler açısından ne gibi bir değişim söz konusudur? Böyle bir değişim var mıdır?
Üzülerek belirtiyoruz ki; Alevi-Bektaşi inancına mensup bizler için hiç bir şey değişmemiştir. Dün uğradığımız katliamlar, zorunlu din dersi ve mahalle baskısı ile kendini gösteren asimilasyon politikaları, Türkiye cumhuriyeti devletince Cem evlerimizin ibadethane olarak tanınmaması, kutsallarımıza dair süren saldırılar bu günde devam etmektedir.
İnsan Haklarına Beyannamesine aykırı olmasına rağmen bu gün hala çocuklarımız devletin Sünni politikasını empoze ettiği "zorunlu din dersi"ni almak zorunda kalmaktadır.
Ahim bir hükümle "Cemevi Alevilerin ibadethanesidir" diyerek tarih de ilk kez, ibadethane kavramını da tanımlamıştır. Bu insanlığın tümünü kapsayan bir karadır ve Aleviler sayesinde olmuştur. Ve yine bu kararla Mevcut hükümetin Alevilere ayrımcı bir muamele yapan bir hükümet olduğu uluslararası mahkemece hüküm altına alınmıştır.
Dostlar bizim amacımız kavga değildir. Bizler bu gün burada anmasını da gerçekleştirdiğimiz Maraş'ların... Çorum'ların..Sivas'ların...Gazi'lerin..Bir daha tekrarlanmaması için mücadele etmekteyiz.
Faili meçhuller yaşanmasın, hiç kimsenin canı yanmasın ve herkes ibadetini kendi inancı doğrultusunda gerçekleştirsin diye her meşru zeminde hakkımız aramaya devam edeceğimizin bilinmesini isteriz.
Sözlerime son verirken, yitirdiğimiz Canların aziz hatırları önünde saygıyla eğiliyorum. Katılımcı dostlara ve sizlere teşekkürlerimi sunuyorum dedi. Program Ali Ekber Bayar'ın ağıt ve deyişleriyle sona erdi.
(Sebiha ARSLAN)
İlginizi Çekebilir