MARAŞ KATLİAMI'NDA YAŞAMINI YİTİRENLER ANILDI
GÜNDEMRıza EZER : Maraş Katliamının 41. Yılı sebebiyle Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi Cemevi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Datça Şubesi ve Datça Demokrasi Platformu tarafından Basın Açıklaması düzenledi.
Cumhuriyet Meydanında Cuma Günü (20.12.2019) saat 16.00 da gerçekleşen basın açıklamasında''Canlar...
Sevgili dostlar...
İnsanlık sevgisini yüreğinde taşıyanlar...
Vicdanlarını hala yitirmeyen güzel insanlar...
İnsanlık tarihinde gerçekleştirilen toplu kıyımların en vahşilerinden birisi olan Maraş Katliamının 41'nci yıldönümü nedeniyle toplanmış bulunmaktayız.
Mazlumlar, masumlar, haktan yana olanlar Kerbela'da nasıl katledildiler ise Maraşta'da yine mazlumlar, masumlar, Maraş'ın gerçek sahipleri 41 yıl önce çocuk, kadın, erkek, eş, dost demeden aynı şekilde katledildiler.
Kenan Evren imzasıyla kayıtlara düşmüş 12 Eylül'ün “gizli” ibareli belgelerinde “3K tehdidi” olarak gösterilen “kızılbaşlar, kürtler ve komünistler katledilmiştir Maraş'ta.
1978'in 19-26 Aralık tarihleri arasında Maraş'ta yaşanan katliama tanıklık edenlerin anlattıkları tüm insanlığa ibret verici niteliktedir:
-10 yaşındaki bir çocuk kaçarak komşularına sığınır ancak onca yıllık komşuları onu evine almazlar.
-İnsanları ağaçlara çivileyip ateş ederek öldürürler.
-Bir çocuk kocaman bir kazanda kaynar suya atılarak öldürülür.
-Tanıklar gözyaşları içinde; “Siz genç kızların memelerinin kesilip sopaların ucuna takıldığı bir katliam gördünüz mü?” haykırışları yaşadıkları trajedinin boyutlarını anlatıyorlardı.
1921 Koçgiri, 1938 Dersim, 1978 Maraş-Malatya, 1980 Çorum, 1993 Sivas, 1995 Gazi, Gezi, Suruç, Ankara Garı katliamları...?Bu toplu kıyımları hazırlayanların heybelerinde hep Aleviler başta olmak üzere solcular, sosyalistler vardı.
Çünkü tasarlayıcılar bu ülkeye aydınlık bir yüz, çağdaş bir gelecek istemiyorlardı. O yüzden öncelikle aleviler onlara göre engel oluşturuyordu. Yok edilmeleri gerekiyordu.
Binlerce canımız katledildi, binlercesi yaralandı. Tüm bu katlaimların ilginç olan iki benzer yanı vardır. Bunlardan biri; olayların tamamında devlet memuru sıfatıyla “görev” yapan ve Diyanet kadrolarında bulunan din adamlarının dindar cemaatleri tahrik etmesi, diğeri de güvenlik mensuplarının olayı önlemek yerine, saldırganlardan yana taraf olmalarıdır.
Katliamda başrol oynayan faşist katiller ödüllendirildi. Bu katillerin kimileri milletvekili yapıldı. Katliam davasına müdahil olan Ceyhun Can, Halil Sıtkı Güllüoğlu ve Ahmet Albay peş peşe infaz edildiler.
Sevgili dostlar, daha bir kaç gün önce Malatya'da Alevi canlarımızın yoğunlukta yaşadığı Cemal Gürsel mahallesinde ve İzmir'de evlerimizin kapıları kırmızı çarpı işareti ile işaretlenmiştir. Maraş katliamı öncesinde de kullanılan bu işaretler bizleri şaşırtmamıştır. Biz Aleviler, bu işaretleri ilk kez görmüyoruz, daha önce Erzincan'da, Antep'te ve Adıyaman'da da gördük. Bu nedenle yaşadıklarımıza artık şaşırmıyoruz!
Evet, ölüm tehditleri alıyoruz ve her türlü baskının yanında üzerimizde katliam provaları yapılmaya devam ediliyor. Ama bilinmelidir ki korkmuyoruz!
Maraş da da yolları kapatıp, hastaneleri kuşatarak yaralıların tedavilerini engellediler. Bir çok canımızı da bu yüzden kaybetmiştik.
Katliamın ardından bir çok alevi ve solcu yurttaş malını mülkünü bırakarak canını kurtarmak amacıyla Maraş'ı terk etmişti ve Maraş'ın demografik yapısını değiştirmişlerdi.
Ülkemizi yöneten siyasetçiler; geçmişte olduğu gibi bugün de yüzleşmekten korkuyor. Çünkü yüzleşmenin aynı zamanda hesap vermek olduğunu biliyor. Çünkü yüzleşildiği takdirde sihirli tarih aynasının neler söyleyeceğini biliyor. Oysa Almanyanın yaptığı gibi mertçe bütün dünyaya geçmişte yaşanmasına ve yaşatılmasına engel olamadığı, kendinin de dahli olduğu infial boyutundaki olayları kabul edip özür dilese tüm dünyadaki saygınlığı artacak, çağdaş toplum yaratmanın temellerini atacak ve gelecekte de böyle katliamlar yaşanmasının kültürel ve sosyolojik temellerini atmış olacaktır. İşte devlet sadece bunu bilmiyor-muş- gibi yapıyor.
Devlet ve siyasi iktidar “Biz devlet ve siyasi iktidar olarak, siz Alevileri, solcuları 41 yıl önce Maraş'ta, 36 yıl önce Sivas'ta korumak için, görevimizi ve sorumluluğumuzu yerine getiremedik. Maraş'ta yüzlerce insanın katledilmesini, Madımak Oteli'nde diri diri yakılmanızı engelleyemedik. Aleviler sizden özür dileriz!!” diyemediler.
Yalnız papağan gibi şunları söylüyorlar hep; “kaşımayın, unutun” diyorlar. Unutalım mı? Yaşadığımız, tanıklığını yaptığımız karanlık tarihin bizlerde yarattığı travmalar, bize unutmanın bir ihanet olduğunu öğretti. Unutmanın, katliamlar, toplu kıyımları “yeniden yaşamakla” eşdeğer olduğunu biliyoruz.
Bu nedenle, böyle acıların tekrar yaşanmamasının ve demokratikleşmenin tek yolu tarihsel yüzleşme ve hesaplaşma ile mümkün olacaktır.
Maraş davasının yeniden açılması, katliamın sebepleriyle yüzleşilmesi kimseyi ayrıştırmaz, aksine insani değerler etrafından bütünleştirir, sahici bir yüzleşme insani olanla, insani olmayanın ayrışmasını sağlayacaktır.
Dünyanın uygar devletlerinde olduğu gibi, işlenmiş suçlardan dolayı özür dilemek, geleceğin sağlam temellerini atmak için gereklidir.
Tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi ırkçılık, mezhepçi faşizan yaklaşım ülkemizde de yasaklanmalı; etnik ve dinsel ırkçılık ve ayrımcılık suçu işleyenler, insanlığa ihanet suçuyla yargılanmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti bünyesine nüfus etmiş çağdışı mezhepçi faşizm, gericiliğe dayalı siyasi tümörlerden kurtarılmalıdır!
Bu nedenle öncelikle, Çorum ve Maraş Alevi katliamlarının sorumlusu olan 12 Eylül cuntası ve devletin suça iştirak eden kurumları yargılanmalı; mahkeme önünde hesap vermeli ve gerçekler ortaya çıkmalıdır. Genel Kurmayın Maraş katliamına dair tüm arşivleri açılmalıdır.
Sevgili canlar, bizler sizlerle birlikte Maraş Katliamı özelinde tüm toplu kıyımları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız....
Maraş'ta aramızdan alınan canlarımızın aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Datça Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ile Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı öncülüğünde, Datça Demokrasi Platformunun katılımıyla tanzim ettiğimiz bu basın açıklamasına gösterdiğiniz ilgi, bizimle birlikte olmanız ve acılarımızı paylaşmanız nedeniyle hepinize teşekkür ediyor, güzel ülkemizin bir daha böyle trajediler yaşamaması ve yaşatılmaması dileklerimizle sevgilerimizi, muhabbetlerimizi sunuyoruz''. denildi.
Açıklama sonrası helva ikramında bulunuldu.
İlginizi Çekebilir