DATÇA KENT KONSEYİ KIYI KULLANIMLARI ÇALIŞMA GRUBUNDAN DATÇALILARA VE KAMUOYUNA DUYURU
GÜNDEMDatça Kent Konseyi Kıyı Kullanımları Çalışmaları Grubu ,Çarşamba (18.04.2018) günü saat 11:00 'da Datça Belediye Meclis salonunda toplantı düzenleyerek MUCEV LTD.ŞTİ sözleşmelerini ve son Ecrimisil konularını konuşup, kıyı alanlarında faaliyet gösteren işletmelerin kıyı kullanımına bakış açılarını ve sorunlarını dinleyip, sonrasında grubun çalışmalarını ve bakış açısını katılımcı ve kamuoyuna paylaştı.
- Sebiha ARSLAN -
Datça Kent Konseyi Kıyı Kullanımları Çalışma Grubunun Datçalılara ve Kamuoyuna yaptığı açıklamasında şu cümleleri söyledi.''Datça Kent Konseyi Kıyı Çalışma Grubu olarak, kıyılarımızın hepimizin ortak varlığı olduğu unutulmadan korunmasını ve tüm halkımız tarafından serbestçe kullanılmasını, vazgeçilmez temel ilkeler olarak kabul ediyoruz.
Datça'mız yaklaşık 235 km uzunluğunda kıyı hattına sahip olup, bu hat içinde 52 civarında irili ufaklı koy bulunmaktadır. Tüm bu kıyı şeridi ve koylar, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde yer almaktadır. Tüm Özel Çevre Koruma Bölgelerinin toplamda sahip olduğu 1100 km kıyı hattının yaklaşık 1/5'i Datça'dadır. İşte bu sebeplerle, Datça kıyılarının nasıl korunacağı ve nasıl kullanılacağı, hepimizi ilgilendiren çok önemli bir konudur.
Anayasa'nın 43. maddesi ile başlayıp, Kıyı kanunu ve bağlı yönetmelikler ile devam eden mevzuat bütünü, öncelikle kıyı alanlarının kamuya ait olduğunu, bu alanlarda mülkiyet oluşturulamayacağını ve herkesin serbestçe kullanımına açık olması gerektiğini düzenler. Ardından da, eğer bir kullanım ya da yönetim düzenlenme gereği varsa, bunun ancak kamu yararına çalışan kurumlar tarafından yapılabileceğini söyler. Bu yasal önceliklerin gereği olarak, Datça kıyılarının yönetilmesi konusunun, öncelikle ilçemiz ve genelde kamu yararı gözetilecek şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Kıyı Kanunu'nun 13. maddesi, Belediye sınırları içinde Kanun uygulamalarının kontrol sorumluluğunu Belediyelere vermektedir. Yani, kıyılarda oluşacak her türlü yasadışı müdahaleyi takip ve kontrol sorumluluğu Belediyelerdedir. Diğer yandan, Belediye Kanunu'nun hükümleri çerçevesinde, kıyılarımızın temizliği, atık toplama, içme suyu, atık su gibi temel hizmetler başta olmak üzere, tüm hizmetlerin yürütülmesi sorumluluğu da belediyelere yüklenmiştir. Bu düzenlemelerin sonucu olarak, Belediyelerimizin kıyılarımızın yönetiminde çok önemli bir aktör olduğu kuşkusuzdur ve yerinden yönetim ilkesi de ancak böyle gerçekleşir. Kamu görevlerinin yürütülmesinde yetki ve sorumluluğun birbirinden ayrılmaz olması da temel bir prensiptir. Görev ve sorumluluklar kadar yetkilerin de yerelleşmesi gerekir.
Bu noktaya kadar yaptığımız değerlendirmeler göz önüne alınırsa, kıyılarımızın tahsis ve emanet edileceği kuruluş, kâr amaçlı işletmeyi gözeten MUÇEV Turizm ve Ticaret Ltd. Şti. (MUÇEV) ve benzerleri olamaz. MUÇEV'in yetkisizliği ve göreve uygunsuzluğu aksi iddia edilemeyecek kadar net olduğu için, iki ayrı yargı sürecinde MUÇEV'in Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla yaptığı iki ayrı protokol mahkemelerce iptal edilmiştir. Akyaka Kadın Azmağı ve Dalyan Kanalı için işletme hakkını düzenleyen protokoller, MUÇEV Ltd Şti, yönetmeliğin 42. Maddesinde sayılan 'kamu yararına' kuruluşlar arasında olmadığı gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Bu yargı kararlarına rağmen, kıyılarımızla ilgili asıl sorumluluk sahibi Datça Belediyesi'ne herhangi bir bildirimde bulunulmadan, 2017 yılı Haziran ayı içerisinde, MUÇEV Datça kıyılarında 5 ayrı noktada, plajların kullanma ve işletmesini buralarda yer alan tesislere devreden sözleşmeler imzalamıştır. Bu sözleşmeler, MUÇEV'in Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile imzaladığı protokole dayandırılmaktadır.
İki ayrı davada benzer protokolleri iptal edilmiş olan, yetkisizliği mahkeme tarafından karara bağlanmış olan ve buna rağmen halen (en son Kurubük'te) yeni alanlar için sözleşme ve ihale sürecini sürdüren MUÇEV ile geçtiğimiz yıl sözleşme imzalamak zorunda bırakılmış olan Datçalı işletmeler, önemli bir yanılgı içinde olabilirler. MUÇEV ile imzaladıkları sözleşmenin, kendilerine kıyılarda kullanım ve işgal hakkı tanıdığını düşünüyor olabilirler; Anayasa ve Kıyı Kanunu hükümlerine göre bu büyük bir yanılgı olur.
MUÇEV ve Bakanlık arasında protokol yapılabilmesine gerekçe olarak gösterilen yönetmeliğin 65. maddesi Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Danıştay, kıyılarda işletme hakkını düzenleyen bu maddenin iptaline ilişkin kararında, Anayasa ve Kıyı Kanunu çerçevesinde; kıyı ile sahil şeridinin farklı kavramlar olduğunu, kıyıların kamunun serbestçe kullanmasına açık olması gerektiğini, kıyıda hiçbir yapı yapılamayacağını, tel, çit gibi kullanım engelleri oluşturulamayacağını belirten hükümleri kararına gerekçe olarak göstermiştir. Bu hükümlerin, koruma ve kullanma açısından kesin ilkeler koyduğunu, sahil şeritlerinin kullanılmasına ilişkin düzenlemelerin kıyıda uygulanamayacağını, tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta ifade etmiştir.
Gerek, Dalyan ve Akyaka'da iki protokolün iptali (biri Danıştay tarafından onaylanmış), gerekse yönetmeliğin 65. Maddesinin iptali kararlarıyla, hem MUÇEV'in kıyı alanlarını işletmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, hem de kıyının serbestçe kullanımının engellenemeyeceği kesin olarak tespit edilmiştir.
Bu kararlardan sonra, MUÇEV'in kıyı alanlarımızı bizzat işletmesinin de kiraya vermesinin de hukuka aykırı olduğu tescil edilmiş, tartışmasız bir nitelik almıştır. Bu çerçevede, MUÇEV'in İlçemizde sınırlı sayıda işletme ile imzaladığı kullanma ve işletme protokollerinin de hiçbir hukuki dayağı kalmamıştır.
Yine yukarıda açıklanan gerekçelerle, Mesudiye-Kurubük Koyu kıyı alanında şezlong ve şemsiye işletmeciliği yapılmak üzere düzenlediği, 26.01.2018 tarihli kiralama ihalesinin iptal edilmesini de bir lütuf değil, yukarıda açıkladığımız çerçevede, hukukun gerektirdiği bir zorunluluk olarak görüyoruz.
Bu zorunluluk, Kurubük örneğiyle sınırlı değildir. MUÇEV Ltd. Şti. tarafından,benzer tüm yeni kiralamalar ve doğrudan işletme faaliyetleri olduğu gibi, daha önce imzalanmış protokollerin ve buna dayanarak imzalanmış kira-işletme sözleşmelerinin sürdürülmesi de açıkça hukuka aykırı olup, mahkeme kararlarını uygulamamak niteliğinde olacaktır.
Bu nedenlerle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile MUÇEV Ltd. Şti. arasında imzalanmış tüm protokollerin derhal iptal edilmesi gerekmektedir.
Kent Konseyi Kıyı Çalışmaları Grubu olarak, kıyılarımızın herkes tarafından serbestçe kullanımı için gereken her şeyi yapmaya kararlı olduğumuzu, bu çabamıza tüm halkımızın katkıda bulunmasını beklediğimizi, tüm hemşerilerimize ve kamuoyuna saygı ile duyururuz.Kıyılar halkındır, işgal edilemez!”dedi.
İlginizi Çekebilir