YUNAN MİTOLOJİSİNDE, OLAĞANÜSTÜ NİTELİKLER TAŞIYAN ÜLKE
YAŞAMDünya turizm ve tatil komitesi tatil kentleri ve koylarının tanıtımına İlçemizden başladı.
Yunan mitolojisinde, "olağanüstü nitelikler taşıyan ülke" olarak bilinen Datça, Gökova ve Hisarönü körfezleri arasından Ege Denizi'ne uzanan, eşsiz güzellikte bir kıyı ilçesi
Taş evlerin begonvillerle süslendiği sokaklar, güler yüzlü insanlar, mis gibi kekik kokusu, muhteşem bir doğa, dünyaca ünlü koylar... Datça denince akla gelen pek çok şeyden yalnızca birkaçı. Binlerce yıllık bir tarihin üzerine kurulu doğa harikası bir cennet.
Datça, Muğla'nın güneybatısında yer alan, Akyaka Gökova ve Hisarönü körfezleri arasın
dan Ege Denizi'ne uzanan bir yarımada. Üstelik bozulmamış, kirletilmemiş bir güzel.
Datça dediniz mi, herkes Marmaris'ten sonra yolun çok kötü olduğundan bahsedecektir size; ama siz buna aldırmayın. Nefis manzaralı yol virajlı ama hiç de abartıldığı gibi değil.
Ayrıca bir kez gördükten sonra "Ucu Datça'ya varıyorsa her yoldan giderim." diyeceğinize emi
niz.Bir de Bodrum'dan Dat-ça'ya geçiyorsanız daha da keyifli bir yolculuk sizi bekliyor. Bodrum'dan kalkan feribotlar ile Datça'ya güzel bir deniz yolculuğu sonrası ulaşmanız mümkün.
Tarihçi Strabon, "Tanrı, yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, Datça Yarımadası'na bırakır." demiş. Datça'nın güzelliklerinin far
kında olan yalnızca Strabon olmasa gerek ki; Datça Yarımadası, Bozburun Yarımadası ile birlikte, 1999 yılında WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) tarafından acil olarak korunması gereken 100 yeryüzü noktasından biri olarak belirlendi.
Kendine özgü coğrafyası, bozulmamış kıyıları, kumulları, zengin su altı yaşamı, bitkileri ve yaban hayatı ile Datça Yarımadası gerçekten olağan üstü ve görülmeye değer.
Ege'nin doğasını ve kültürünü saklamayı başarıp günümüze taşıyan ender yerlerden Datça'da tatil yapmak istiyorsanız Datça Otelleri sayfasını inceleyebilir, keyifli bir konaklamanın da ilk adımını atabilirsiniz.Üzerinde bitkilerin kokuları dolaşan Datça'nın tarihi çok eskiye dayanıyor. Yaklaşık 4 bin yıllık bir tarihe sahip yarımada üç "B" ile anılıyor: Bal, balık ve badem.
Türkiye'nin en lezzetli bademini yaratan ağaçlar şubat ayında Datça'yı beyaz çiçekleriyle süslüyor. Ve tabii kekik balı... Datça'nın kekiği ise mis kokusuyla insanı adeta sarhoş ediyor. Kekik balı nefis tadıyla şifa dağıtıyor. Datça'da her yerden fışkıran çiçekler, insanın içini yaşama sevinciyle dolduruyor. Papatyalar, gelincikler ve orkideler... Türkiye'deki 154 tür yabani orkidenin bir bölümü Datça Yarımadası'nda yetişiyor... Datça'nın bir de harika balık restoranları var. Hemen feribot iskelesinin oralarda salaş bir balıkça meyhanesi mi istersiniz, yoksa merkezde lüks bir restoran mı? Hangisini isterseniz mevcut Datça'da...
Datça'yı birçok tatil bölgesinden ayıran en önemli özellik ise hala bakir kalabilmiş pek çok koyunun olması. Kızılbük, Palamutbükü, Ovabükü, Hayıtbükü gibi dünyaca ünlü ve doğal güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş harika koylara ev sahipliği yapıyor Datça. Doğa ile iç içe, insan kalabalığı ve gürültüsünden uzakta tatil yapmak isteyenler bu nedenle Datça'yı vazgeçilmez adresleri yapıyorlar.
Mayıs ayı ile birlikte Datça'da sezon iyiden iyiye başlıyor ve sonbaharın son günlerine dek sürüyor. Özellikle Datça Merkez temmuz ve ağustos aylarında en hareketli ve kalabalık dönemini yaşıyor. Merkez dışında kalan yerler bir nebze daha sakin olsa da yine de rezervasyonsuz herhangi bir Datça otelinde yer bulmak bir hayli zor. Bu nedenle tatilinizi Datça'da yapmaya karar verdiyseniz bir an önce seçtiğiniz otelde yerinizi ayırmanızı öneriyoruz, şeklinde açıklamalarda bulunuldu.
İlginizi Çekebilir