© DATÇA HABER

YENİ YAPACAĞI BESTE İÇİN İLÇEMİZİ SEÇTİ

Ye­şil­çam emek­çi­le­rin­den Mete İnse­lel'in mü­zis­yen ve oyun­cu kızı Mü­fi­de İnse­lel, daha iyi üre­te­bil­mek için geçen yıl Mayıs ayın­da il­çe­mize yer­leş­ti.

0

150 ci­va­rın­da eseri bu­lu­nan İnse­lel; şarkı ve beste ver­di­ği isim­ler ara­sın­da Aşkın Nur Yengi, Demet Sa­ğı­roğ­lu, Funda Arar, Kıraç, Cenk Eren, Nil­gül, Zey­nep Ca­sa­li­ni ve Emel Müf­tü­oğ­lu gibi önem­li isim­le­rin yer al­dı­ğı­nı söy­le­di.

Beş ya­şın­day­ken pi­ya­no çal­ma­yı öğ­re­nen Mü­fi­de İnse­lel, İstan­bul Be­le­di­ye Kon­ser­va­tu­va­rı pi­ya­no ve keman eği­ti­mi aldı. Ha­ba­bam Sı­nı­fı Mü­zi­ka­li ile Par­mak­lık­lar Ar­dın­da adlı te­le­viz­yon di­zi­sin­de rol alan İnse­lel, oyun­cu­ğuy­la da adını du­yur­du. 
Bir­bi­rin­den önem­li isim­le­re beste veren İnse­lel, İstan­bul'dan uzak­la­şa­rak nefes almak ve üre­ti­ci­li­ği­ni art­tı­ra­bil

­mek için Ege'nin gözde tu­rist­lik yer­le­rin­den  İlçemize  yer­leş­ti.
 
O ŞEHİR ONU YORDU
Kendi adını ver­di­ği 12 par­ça­dan olu­şan bir al­bü­mü­nün bu­lun­du­ğu­nu be­lir­ten Mü­fi­de İnse­lel, "Yıl­lar boyu şarkı söy­le­ye­rek ya­şa­mı­mı sür­dür­düm. Söz­ler yazıp bes­te­ler yap­tım. Bir he­de­fim yoktu ve bun­la­rı ya­par­ken de bir şeyi kur­gu­la­ma­dım. 

Sonra bak­tım ki o şarkı sözü ve bes­te­le­rim bazı sa­nat­çı ar­ka­daş ve dost­la­rı­mın ses­le­rin­de hayat bu­lu­yor, bu böyle sürüp gitti. Dost­la­rı­ma çok se­vi­len şar­kı­lar ver­dim. Kendi al­bü­müm oldu. Tabii ki bu İstan­bul'da baş­la­yan uzun bir yaşam ve yo­ru­cu bir sek­tö­rün için­den ge­li­yo­rum. 
As­lın­da çok yo­ru­cu ama bizim ki biraz daha ala­ve­re da­la­ve­re­li. Her­kes bir­bi­ri­nin ku­yu­su­nu ka­zı­yor. Mü­zis­yen­ler de fıkra gibi çık­mak is­te­ye­ni alt­tan çe­ker­ler. Hem sek­tör ve hem de şehir beni çok yordu.

Daha iyi üre­te­bil­mek için biraz yal­nız­lı­ğı ve do­ğa­yı seç­tim. Üret­me­ye, şarkı söy­le­me­ye ve şar­kı­la­rı­mı ver­me­ye devam edi­yo­rum. O şehir (İstan­bul) bizi 

ger­çek­ten çok çok yordu. Ağa­cı­mız ke­sil­me­sin; yü­rü­dük. Si­ne­ma­mız yı­kıl­ma­sın; otur­duk. Taciz ol­ma­sın; ayak­ta dur­duk. O mü­ca­de­le benim üret­ken­li­ği­mi ve kim ol­du­ğu­mu unut­tur­du. 

O ne­den­le bu­ra­ya bi­raz­cık yal­nız­lık­tan, do­ğa­dan bes­len­me­ye, biraz arı­nıp ve te­miz­len­me­ye gel­dim. Ya­şa­ma ça­lış­ma­la­rı ya­pı­yo­rum. İlçemizde yeni bir geç­mi­şim var. 
Bu ilk kışım. Bu­ra­da yaşam çok küçük ol­du­ğun­dan tam bana göre. Şehri ne kadar öz­le­ye­ce­ğim gö­re­ce­ğim" dedi.

“BU­RA­DA DOST­LAR ELİ-NİZİN AL­TIN­DA”
Geçen Mayıs ayın­da Datça'ya yer­leş­ti­ği­ni söy­le­yen İnse­lel, "İstan­bul'a bir iki gün­lü­ğü­ne git­ti­ği­min son­ra­sın­da ko­şa­rak 

tek­rar bu­ra­da­yım. Çok sev­di­ğim dost­la­rım ve hiç de kü­çüm­se­ne­me­yecek şe­kil­de küçük de olsa en­tel­lek­tü­el bir grup var.

İstan­bul'day­ken çok de­ğer­li dost­la­rı­mı ay­lar­ca ve yıl­lar­ca gö­re­me­di­ğim za­man­lar olu­yor­du.

Bu­ra­da dost­lar eli­ni­zin al­tın­da. Sa­nat­çı ar­ka­daş­la­rı­ma 45 parça ver­dim. Top­lam­da 150 ci­va­rın­da ese­rim var. Üret­mek için bes­len­mek ge­re­kir. 

Benim çok güzel eli kalem tutan kemik bir çev­rem var. Ken­dim­den hoş­nu­dum.Günde beş şarkı yap­ma­yım iki bin de bes­tem ol­ma­sın ama benim sev­di­ğin şey­ler olsun. 

Bu ne­den­le Datça'dayım ve bu­ra­dan ay­rıl­ma­yı da dü­şün­mü­yo­rum" diye ko­nuş­tu.

ARMUT DİBİNE DÜŞTÜ
Ye­şil­çam emek­ta­rı ba­ba­sı Mete İnse­lel'in kızı ol­mak­tan gurur duy­du­ğu­nu söy­le­yen Mü­fi­de İnse­lel, "Babam izin­den git­me­ye ça­lış­tı­ğım bi­riy­di ama çok erken 43 ya­şın­da kay­bet­tik. 

Bir kam­yon kitap oku­yup bü-tün ta­sav­vu­fu Türk ti­yat­ro ta­ri­hi­ni, mi­to­lo­ji­yi, kla­sik­le­ri ve her şeyi sığ­dır­mış çok ni­te­lik­li bir adam­dı. Ha­ya­ta çok mi­za­hi açı­dan bakan bir in­san­dı. 

Hu­ku­ku yarım bı­ra­ka­rak ti­yat­ro­ya gönül verip, Es­ki­şe­hir'de ti­yat­ro­ya baş­la­yan bir ki­şiy­di.Şener ağa­bey­ler­le (Şen) bir­lik­te. 

Es­ki­şe­hir'de ti­yat­ro aşkı devam eder­ken yine ti­yat­ro­cu olan an­nem­le ta­nı­şı­yor ve ev­le­ni­yor. 
Ben do­ğu­yo­rum. O za­man­lar mü­zi­kal oyun­lar moda. Ben de sus­mu­yo­rum ve babam beni keş­fe­de­rek kon­ser­va­tu­ara yaz­dı­rı­yor. Babam eline al­dı­ğı her enst­rü­ma­nı ça­lar­dı. 

İna­nıl­maz bir müzik ku­la­ğı vardı. Armut bir şe­kil­de di­bi­ne dü­şü­yor hem oyun­cu­luk ve hem de mü­zik­ten vaz­geç­me­dim. 
So­nuç­ta bir ti­yat­ro­cu­nun kı­zı­yım. Ay­rı­ca ba­bam­la bir film­de rol al­ma­yı da çok is­ter­dim" dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER