DATÇA'DA SİT ALANLARI
YAŞAMÇevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın web sitesinde yayınlanan bir makalede ilçemiz ve çevresinde bulunan sit alanları hakkında bilgi verildi.
Doğal oluşumlar sonucu ya da insan müdahalesi ile yapılan düzenlemeler sonucu koruma değerine sahip olan yer üstünde, yer altında ya da su altında bulunan alanlar doğal sit alanları olarak karşımıza çıkıyor. Doğal sit alanları kendi içinde 3 grupta inceleniyor.Sit alanlarında yapılacak olan koruma amaçlı amaçlı imar planları ile ören yerlerinde gerçekleştirilecek çevre düzenleme projelerinin hazırlanma, süreci ve hazırlanması Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi ve Müelliflerine İlişkin Usul ve Esaslara Ait Yönetmelik hükümleri geçerli sayılıyor.
İlçemiz ve çevresinde bulunan sit alanların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın web sitesinde yayınlanan makelede şu şekilde belirtilmiş;
Amos; Turunç yerleşmesinin güneyinde, Bahçealtı denilen yerdedir. Tiyatro kalıntılarına rastlanmaktadır. Arkeolojik sit alanı olarak tanımlanmıştır.
Laryma; Bozukkale diye anılan Kocaman Hisar'ın ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı konusunda yeterince bilgi bulunamamıştır. Arkeolojik sit alanı olarak tanımlanmıştır.
Bybassium; Turgutlu yerleşiminin içerisindeki bir alanda bulunmaktadır.
Patakis; Bozburun koyu girişinde yer alan Kızılada'da ve çevresinde bulunan tahminen kilise kalıntılarının bulunduğu alandır. Arkeolojik sit alanı olarak tanımlanmıştır.
Soronda; Tymnos ve Soronda arkeolojik sit alanları Söğüt yerleşmesinin çevresinde yer alan yan yana iki ayrı sit alanıdır.
Knidos; Antik Çağ'ın altı Dor kentinden biri olan Knidos, Datça Yarımadasında yer almıştır. Antik Knidos Milattan önce 7. Yüzyılda bugünkü Datça ilçesinin yakınlarında kurulmuş, MÖ 4. Yüzyıl ortalarında ise Tekri'ye taşınmıştır. Taşınmanın nedeni o dönemde çok gelişmiş olan deniz ticareti olabilir. Özellikle şarap, sirke, zeytinyağı ihraç edilmiştir. Diğer bir neden de, kuzeyden esen sert rüzgarların güneyden gelen gemilerin burnu dolaşmalarını engellemesidir. Tarihçi ve coğrafyacı Strabon'a göre önce surlar inşa edilmiş daha sonra sokaklar ve evler ızgara planına ( Hippodamos palnı) göre ve teraslama yapılarak kurulmuş, tapınaklar, tiyatrolar ve diğer resmi yapılar da bu planda yer almıştır. Antik Çağ'da Knidos bir sanat, tıp ve kültür merkezidir. Knidoslu Eudoksos ( MÖ 409-355) matematikçi, fizikçi, coğrafyacı, filozof gök bilimcisi olmasının yanı sıra aynı zamanda yasa koyucusudur. Kent için hazırladığı yasanın demokrasiye geçişte etkin bir rolü olduğu sanılmaktadır.
Diğer taraftan Ege ve Akdeniz'i birleştiren bir konumda olması, özellikle yat turizmi yönünden önemli bir potansiyel kaynak teşkil etmektedir. Yarımada; engebeli topoğrafik yapısı sonucu sayısız koylarla bezenmiş kıyıları ve iklim şartları açısından, sahip olduğu avantajları nedeniyle yatçıların uğrak yeri durumundadır.
Datça-Bozburun Yarımadaları genelde eğimli, çok taşlı ve bozuk arazi yapısına sahip, erozyona maruz arazilerden oluşur. Datça'da mevcut 47 698 hektar arazinin yaklaşık % 95'i taşlıdır. Bölgede tarım için verimli olarak kullanılabilecek alan 10.000 hektarı geçmemektedir. Bölgede toplam ormanlık alan 110 359 hektardır.
Datça ve Bozburun Yarımadaları doğal ve fiziki yapıları nedeniyle tarımsal potansiyeli kısıtlı yörelerdir. Bahçe ve tarla tarımı yok denecek kadar az olup, arazi bademlik ve zeytinliklerle örtülüdür. Buna bağlı olarak tarım susuz koşullarda yapılmaktadır. Badem bölge ekonomisinde özellikle çağla satışlarından elde edilen gelir dolayısıyla önemli bir geçim kaynağıdır.
Kırsal nüfus geçimini tarımın yanı sıra arıcılık, balıkçılık, ormanda çalışarak ya da defne, kekik keçiboynuzu vb bitkisel ürün toplayıcılığı ile sağlamaktadır.Yarımadaların ekonomisi hizmet sektörüne dayanmaktadır. Bölgede turizm diğer sektörleri de geliştiren itici sektör niteliğindedir. Bunlar ticaret, ulaştırma, inşaat, küçük sanayi sektörleri ve kamu hizmetleridir. Ticaret daha çok günlük tüketim maddeleri, inşaat malzemesi ve ev eşyaları ya da turizme hizmet veren yeme-içme, hediyelik eşya gibi konularda yoğunlaşmıştır. Alanda yapılan çalışmalar sonucunda alana yönelik ekolojik bir değerlendirme yapıldığında;Kumullar: Datça yarımadasının güney kısmında yer alan Gebekum kumul alanı, bitki örtüsü ile birlikte hassa bir alanı oluşturur. Maedicago marina, Eryngium maritmum, Euphorbia paralias, Pancratium maritmum ve Alkanna tinctoria Gebekumdaki baskın türlerdir. Genbekum dışında; benzer özellik gösteren Kızılbağ, Eksera, Hisarönü Çubucak, İnbükü, Karabük Burnu, Periliköşk, Hayıtbükü, Mesudiye, Hisarönü Kocakür,
Söğüt bölgelerinde bulunan kumul alanlar da benzeri hassaslığa sahiptir.Ormanlık alanlar: Orman vejetasyonu; Pinus buritia'nın yaygın (Kızıl çam) dominant olduğu alanlardan ibarettir. Bozulmamış kızılçam ormanları hassaslık yönünden öneme sahiptir. Kuzey-batıda Arbutus andrachne (Sandal ağacı) yine bozulmamış koruluklar oluşturmaktadır. Değirmen Bükü'nde Cupressus sempervirens (servi) kayalık vadi yamaçlarında yayılış göstermektedir. Bu tür Sındı köyü çevresinde ve Bozburun Yarımadasında İmeler-Bakırköy arasında yer yer saf topluluklar halindedir.
Phoenix theophrasti (Datça Hurması) vadi tabanlarında bulunmaktadır. Çok sınırlı yayılışa sahip olan bu tür kuzeyde Eksera Deresi yamaçlarında ve güney kıyı kesiminde Azganak Tepe, Karacahapibaşı, Yarımcabaşı Tepe, Kovalıca Tepe, Tanışman Tepe, Lindasbaşı Tepe, Andızcıl Tepe civarında yayılış göstermektedir. Yörede endemik olarak bulunan Liquidambar orientalis (Sığla ağacı) mevsimlik dere yatakları ile vadi içerilerinde görülür.Sonuç olarak; Gebekum alanı, kızılçam korulukları, sandal ağacı yayılış alanları, Cupressus sempervirens (servi) toplulukları, sığa ağacı alanları ve Datça hurması varlıkları bitki türleri esas alındığında hassaslık arz eden konulardır.Deniz ortamı: Datça-Bozburun Deniz ortamı; Akdeniz'in uluslar arası konumu nedeni ile diğer kara ve deniz kaynaklı kirlenmesinin dışında doğrudan yarımada kaynaklı su kirlenmesinin yoğun baskısı altında değildir. Atık su toplama ve arıtma sistemi tamamlanma aşamasında değildir. Ancak nüfus azlığı ve yarımadanın henüz yoğun turizm baskısı altında kalmamış olması; kirlenmemiş bir deniz ortamına sahip olmasını da beraberinde getirmiştir. İnsan kullanımlarına karşı hassas bir ortamdır.
Nadirlik: Datça Bozburun ekosistem temelinde nadirlik açısından incelendiğinde; Gebekum Kumulu, Eksera Deresi ve Güney kesimi, Kocadağ, Emecik ve Hisarönü, Türler açısından bakıldığında. Maedicago marina, Eryngium maritmum, Euphorbia paralias gibi kumul bitkileri Cupressus sempervirens (servi), Pinus buritia (kızıl çam) ve Arbutus andrachne (sandal ağacı), Phoenix theophrasti (Datça Hurması) ve Liquidambar orientalis (sığla ağacı) bitki türlerine, kuş türlerinden Falco elenoroae (karadoğan - KD), F. Pereginus (gökdoğan-KD), F. Naumanni (küçük kerkenez -KD), Hieraetus fasciatus (tavşancıl -KD), Larus audoinii (ada martsı- KD) ve Phalacrocorax aristotelis desmarestii (tepeli karabatak -KD) memeli türlerinden; Monachus monachus (Akdeniz foku-HD) Capra aegagrus (yaban keçisi-HD) ve Lutra lutra (su samuru-HD) sürüngenlerden Testudo graceae (HD) örnek olarak verilebilir.
Doğallık: Datça-Bozburun'da kırsal yerleşimler ile Datça-Bozburun kent yerleşimleri tarımsal alanlar ve mevcut ulaşım ağı deniz taşımacılığı dışında ortam büyük ölçüde doğallığını yitirmemiştir. Bu sonuca; Datça-Bozburun karayolu ulaşımının yakın yıllara kadar virajlı dar ve yetersiz bir yol ile yapılması kadar, yörede çok sayıda doğal ve arkeolojik sit alanı bulunmasından kaynaklanmaktadır.(DATÇA HABER)
İlginizi Çekebilir