
İSKENDER ÖZERDEM
DiŞ SİYASETTE TÜRKİYE'Yİ ZOR GÜNLER BEKLİYOR.
DiŞ SİYASETTE TÜRKİYE'Yİ ZOR GÜNLER BEKLİYOR.
Türkiye'nin gündemini meşgul edecek birden fazla ve önemli gelişmeler var.
Yazımızı hazırladığımız saatlerde, Almanya'da yapılan, fedaral parlementoyu belirleyecek genel seçimler sonuçlandı. Hıristiya demokrat Merkel ve sosyal demokrat Schulz; Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı yapmanın bedelini ödediler. Yüzde yirmiden fazla oy kaybederek boyunlarının ölçüsünü aldılar.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin yapmakta olduğu yasa dışı referandum devam ediyor.
Kuzey Irak sınır hattımızda başlayan askeri tatbikatlarımız devam ediyor.
Türkiye ve Rusya'nın, sadece İdlib için değil, Afrin konusunda da bir anlaşmaya vardığı ileri sürülüyor. Askeri hazırlıkların güney sınırlarımızda yoğunlaştığı gözleniyor.
Almanya'da yapılan genel seçimlerden galip çıkan, ancak, büyük oranda oy kaybına uğrayan Merkel ve Schulz'u zor günler bekliyor. Uyguladıkları tutarsız, kısır, akıldan yoksun, duygusal ve iki yüzlü politikaları nedeniyle, Neo-Nazilerin, ikinci dünya savaşından sonra ilk kez parlementoya girmesine çanak tuttular.
Barzani'nin; haksız ve yasa dışı referandum için gösterdiği inadının ve çocukluk yıllarına dayandırdığı içi boş hayalinin; hem kendisi hem de Kuzey Irak halkı için doğuracağı olumsuz riskler, oy sayımı tamamlanmadan gelmeye başladı bile. İnterne gazetelerinden geçen bir haberde; ” Kuzey Irak'ta Barzani'nin düzenlediği sözde bağımsızlık referandumunda oy verme işlemi sürerken, Bağdat yönetimi Kerkük'te askeri güç bulundurma kararı aldı.
Bağdat ayrıca IKBY kontrolündeki tüm sınır kapılarının kapatılması ve Kerkük petrollerinin merkezi yönetime teslim edilmesi talimatı verdi. Saatler sonra gelen bir başka karar ise, Barzani ve ekibinin banka hesaplarının takibe alınması oldu.
Kerkük'ün güneyindeki önemli Türkmen ilçesi Tuzhurmatu'da bugün Şii milisler Haşdi Şabi ile Peşmerge arasındaki tartışma çatışmaya dönüştü. Haşdi Şabi'nin açtığı ateşte bir Peşmerge öldü, yaralılar var.
Bölge ülkelerinden İran kara sınırını da kapattığını duyurdu. Referandumu tanımadığını ilan eden Suriye ise, "Biz sadece birleşik bir Irak'ı tanıyoruz. Irak'ın bölünmesine yol açacak herhangi bir süreci reddediyoruz" açıklamasını yaptı. Suriye'den gelen açıklamayla birlikte Barzani'nin çevresindeki tüm ülkeler aynı noktada birleşti. Türkiye, İran, Irak ve Suriye dışında IKBY'nin dünyaya çıkış şansı yok.” ifadeleri yer alıyordu. ilerki günlerde bu tür haberlerin artmasını ve referandum balonunun sönmesini izleyebiliriz.
Barzani'nin referandumuna tek destek veren ülke İsrail'in motivasyonu da elbette farklı değil. Yani konuyu yalnızca bir milliyetçilik türü olan Siyonizm argümanlarıyla konuşmak da boş laf. İsrail de bu projeyi öncelikle Irak ve Suriye'deki su ve enerji kaynaklarını kontrol etmek amacıyla destekliyor.
Türkiye'nin bu konuda verdiği birden fazla haklı ve hukuki tepkinin başında Lozan ve 1926 Ankara Antlaşması ile ileride doğması muhtemel etnik tehdit ve tehlikenin yakın varlığıdır.
1926 Ankara Andlaşması ilgili maddeleri bize müdahale hakkını açıkça vermektedir. Anlaşmanın önemli maddeleri gayet açıktır.
Madde 1: Türkiye ile Irak arasındaki hudut Cemiyet-i Akvam'ın 29 Ekim 1924 tarihli toplantısında kararlaştırıldığı şekilde (Brüksel Sınır Çizgisi) kesinleşmiştir.
Madde 4: 1. madde mucibince Irak'a terkedilen arazideki ahâlînin tabiiyyeti Lozan Anlaşması'nın 30-36. maddelerine dayanılarak halledilecektir.
Taraflar Lozan Anlaşması'nın 31, 32 ve 34. maddelerinde kayıtlı, seçme hakkının bu antlaşmanın yürürlüğe konulduğu tarihten başlayarak on iki ay müddetle geçerli olabileceğini kararlaştırmışlardır. Bununla beraber Türkiye, ahâlîden seçme haklarını Türkiye uyruğu için kullananların işbu haklarını tanımak hususunda hareket serbestisini muhafaza eder.
Madde 5: Taraflardan her biri 1. maddede belirlenen sınır hattının kesin ve bozulmaz olduğunu kabul ederek bunu değiştirmeye matuf her türlü teşebbüsten sakınmayı taahhüd eder.
Anlaşma maddeleri çok açık. Fazla söze de gerek yok.
Haftaya görüşmek üzere, hoşçakalın.